You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

1 Mart Tezkeresi / 1 Mart 2003

1 Mart Tezkeresi / 1 Mart 2003

Administrator
1 Mart Tezkeresi / 1 Mart 2003
1 Mart tezkeresi, Irak krizi konusunda hükümet tarafından 25 Şubat 2003'de TBMM'ye sunulan ve tam adı "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yabancı ülkelere gönderilmesi ve yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye'de bulunması için Hükümet'e yetki verilmesine ilişkin başbakanlık tezkeresi" olan tezkere.

TBMM'den, gereği, kapsamı, sınırı ve zamanı Anayasanın 117'inci maddesine göre milli güvenliğin sağlanmasından ve Silahlı Kuvvetlerin yurt savunmasına hazırlanmasından Yüce Meclise karşı sorumlu bulunan hükümet tarafından belirlenecek şekilde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kuzey Irak'a gönderilmesine; etkili bir caydırıcılığın sürdürülmesi amacıyla Kuzey Irak'ta bulunacak bu kuvvetlerin gerektiğinde belirlenecek esaslar dairesinde kullanılmasına ve muhtemel bir askeri harekat çerçevesinde yabancı silahlı kuvvetlere mensup hava unsurlarının Türk hava sahasını Türk makamları tarafından belirlenecek esaslara ve kurallara göre kullanmaları için gerekli düzenlemelerin Hükümet tarafından yapılmasına, Anayasanın 92'inci maddesi uyarınca 6 ay süreyle izin verilmesi istendi.


Tezkerede, en fazla 62 bin yabancı askeri personelin 6 ay süreyle Türkiye'de bulunması öngörülüyordu. Yabancı kuvvetlerin hava unsurları 255 uçak ve 65 helikopteri aşamayacak.

TBMM'deki oylama

CHP'den Önder Sav, yaptığı konuşmada tezkereye karşı çıktı ve Amerikan gemileri için düşman gemileri ifadesini kullandı.[1] Yapılan oylamaya 533 milletvekili katıldı, 250 ret, 264 kabul, 19 çekimser oyu kullanıldı. Ancak, Anayasa'nın 96. maddesinde öngörülen salt çoğunluğa ulaşılamadı. Bu durumda, tezkere kabul edilmemiş sayıldı.

Sav, "Bırakın ABD'nin yakasını, ama bırakmıyorsunuz. Bir süre sonra elma şekerini ABD'nin yediğini, sapının da Türkiye'nin elinde kalacağını göreceksiniz" diye konuştu. Sav, savaş karşıtı eylemlerde gördüğü bir pankartı hatırlatıp AKP'li milletvekillerine dönerek, "ABD'den korkmayın, Allah'tan korkun Allah'tan" diye seslendi.
Sav, hükümetin kan, barut, ızdırap kokan bir müdahale için sıkıntıda olduğunu savunurken, "Bu utanç verici savaş ABD gemilerinin getirdiği yükten daha ağır bir yükü AKP'li milletvekili arkadaşlarımızın üzerine yüklüyor. Buradan size bu iğrenç savaşın altında ezilmeyin diyoruz" dedi.

Önder Sav, Tayyip Erdoğan'ın Siirt'te dile getirdiği "İktidara geldik. Irak sorununu kucağımızda bulduk" şeklindeki sözlerini anımsatarak, "Kucağınızda bulduğunuz bebeği uyutacağınıza niye beslediniz, bebeği ABD mamalarıyla besleyip niye canavarlaştırdınız. Şimdi o canavar sizi parçalamaya hazırlanıyor" dedi.

Sav, AKP'li milletvekillerine ve Hükümet'e "Bu iğrenç savaşa bulaşmayın, bu gam yükünün altında ezilmeyin" diye seslenirken, "Bir tek Mehmetçiğin cenazesi omuzlarda yükselirse sizi affetmeyiz, seçmen de affetmez" şeklinde konuştu.


Reddi ve etkileri

Tezkerenin reddedilmesi Amerikalılarda hayal kırıklığı yaratmıştır. Türk hava sahasını, liman ve topraklarını kullanamayan ABD Irak işgali sırasında büyük bir başarısızlığa uğramış ve ağır bir ekonomik ve sosyal fatura ödemek zorunda kalmıştır.

Bununla birlikte, ABD'nin maruz kaldığı askeri güçlükleri tamamen 1 Mart tezkeresine bağlamak hatalı olur. Çünkü ABD silahlı kuvvetleri, Irak'ın işgali için gerekli transit noktaları farklı ülkelerdeki askeri üslerden hava yolu ile ve ülkenin güneyinden yapılan amfibik harekatlarla gerçekleştirmiştir. Av-bombardıman ve yakın-destek hava operasyonları tamamen uçak gemileri ve Suudi Arabistan'daki hava üslerinden; uzun menzilli stratejik bombardıman operasyonları ise İngiltere Lakenheath ve Hint Okyanusu'ndaki Diego Garcia üssünden gerçekleştirilmiştir. İncirlik, (aynı 1. Körfez Savaşı'nda olduğu gibi) ABD Hava Kuvvetleri'ne ait savaş uçaklarının kalkış noktası olması itibarı ile değil, lojistik ve transit noktası olma itibarı ile önemlidir.
Başkan Bush ve ekibi Amerikan toplumu tarafından dahi büyük ölçüde tepki almış, umduğunun aksine Irak'ta hiç beklemediği ölçüde sivil direnişle karşı karşıya kalmıştır.

Tezkerenin reddinin ardından yaşanan Çuval Olayının, meclis kararına misilleme olarak gerçekleştirildiği iddia edilmektedir.
Administrator
1 Mart Tezkeresi / 1 Mart 2003
Çuval olayı veya Çuval hadisesi, (İngilizce'de The Hood event)

4 Temmuz 2003 günü Kuzey Irak'ın Süleymaniye kentinde karargâh kurmuş bulunan (bir binbaşı komutasında) 11 Türk Silahlı Kuvvetleri mensubunun ve Türkmen mihmandarlarının Irak'taki işgal kuvvetlerinin bir parçası olan Amerikan 173. Hava İndirme Tugayı'na bağlı askerlerce ve yanlarında peşmergelerin de bulunduğu bir ortamda, sürpriz bir baskın sonucu derdest edilmeleri ve başlarına çuval (kukuleta) geçirilmek suretiyle götürülüp 60 saat süresince alıkonularak sorguya çekilmeleri hadisesini tanımlamak için kullanılan terimdir.

ABD'nin sonradan özür dilediği belirtilmişse de, hadise Türkiye - ABD ilişkilerini derinden yaralamıştır.

Operasyon için ABD'nin en önemli milli bayramı olan 4 Temmuz (Bağımsızlık Günü - Independence Day) tarihinin seçilmiş olması, günün Cuma'ye denk gelmesi, bu şartlarda konuyu süratle ve diplomatik tarzda çözüme kavuşturabilecek yetkili Amerikan makamlarına ulaşmanın uzun sürmesi ve Türk askerlerinin bu yüzden 60 saat gözaltında bekletilmeleri, Amerikan askerlerince küçük düşürücü kasıtlı hareketlere başvurulmuş olması, "Çuval hadisesi"nın bir provokasyon olduğu görüşlerinin dile getirilmesine sebebiyet vermiştir.


Hadisenin kaynağı, ABD başkanı George Bush ve yardımcısı Dick Cheney'in ekibini oluşturan Amerikan Girişim Enstitüsü (AEI, American Enterprise Institute) kuruluşundan ABD Savunma Bakanlığı'na getirdiği şahinler (Neo-Conlar) adıyla anılan kişilerin Irak'ı işgal etmek istemesi ve Türk hükümetinden ABD silahlı kuvvetlerinin Kuzey Irak'a serbest geçiş yapabilmesi ve Adana'da bulunan İncirlik Hava Üssü'nün Amerikan keşif ve ağır bombardıman uçaklarına açılması talebinin TBMM tarafından 1 Mart tezkeresi olarak adlandırılan tezkere ile reddedilmesidir. Bu olayın sonrasında ise Irak'taki direnişin uzaması, işgalin ABD Hazinesine 3 trilyon dolar'a patlaması, ABD Doları'nın büyük değer kayıpları ve petrol fiyatlarının kısa zamanda varil başına 20 dolardan 100 dolara çıkması neticesinde George Bush'un Cumhuriyetçi Parti'sinin 2006 Meclis ve Senato seçimlerinde yenilgiye uğraması sonucunda ABD Savunma Bakanlığı'na Robert Gates getirilerek, Neo-conlar tasfiye edilmiştir.

Gazeteci-yazar Turan Yavuz baskının, dönemin ABD Savunma Bakan Yardımcısı ve Amerikan Girişim Enstitüsü'nün (AEI, American Enterprise Institute) üst-düzey mensuplarından olan Paul Wolfowitz’in emriyle başlatıldığını iddia etmektedir.

4 Temmuz günü yapılmasının nedeni; o günün cuma olması ve 3 günlük ‘Kurtuluş Günü’ tatili ile Amerikalı yetkililerin işbaşında olmayacakları, dolayısıyla Türkiye’den gelen tepki telefonlarının da cevapsız kalacak olmasıydı. Wolfowitz’den Irak İşgal Yönetimi (Coalition Provisional Authority) Başkanı Paul Bremer’e ve oradan da Wolfowitz'in AEI'dan Irak'a gönderdiği Michael Rubin'e uzanan yeşil ışığın son adresi, Kerkük’teki Albay William Mayville oldu. Süleymaniye’deki operasyon, IKYB lideri Celal Talabani’nin Bağdat’ta Amerikalılara verdiği bir bilgi ile başladı ve Amerikan istihbaratı, operasyon için Kuzey Irak’taki ‘Türkçe konuşmaları’ dinlemeye aldı. Bu dinlemeye bölgedeki tüm Özel Kuvvetler’in haberleşmeleri de dahildi. Wikileaks belgelerine göre Celal Talabani, Amerikalı işgal güçlerinin Kerkük Valisi olarak atadığı bir Kürt'e Türkler tarafından suikast düzenleneceğini ihbar etmişti. Olay Celal Talabani'nin oğlu, Bafel Talabani tarafından kameraya alındı.


Olayda Türk askerleri ve Türkmen mihmandarları ile birlikte Süleymaniye'de kızını aramakta olan bir İngiliz sivil de tutuklanmış, Bağdat'ta 15 gün hapiste tutulduktan sonra salıverilmiştir. Michael Todd isimli bu İngiliz ülkesine dönüşünde Amerikan hükümetine karşı 10 milyon dolarlık bir tazminat davası açmıştır.

Bu olaydan sonra "...Eyleme kolaylıkla karşılık verebilecek eğitime ve cesarete sahipken, Türk binbaşı bilinçli bir şekilde emrindeki askerlerin en doğal tepkilerini frenlemeyi başarmış, bir çatışma yaratmanın kolaylığını ve sıradanlığını aşmış, bunun bir eziklik olmadığını, davranışının muhatabıyla kıyaslanmayacak kadar büyük bir cesaret ve özgüven gerektirdiği sonraki gelişmelerle ortaya çıkmıştır." görüşü ile, "...Bir Türk subayı hiçbir durumda teslim olmamalıydı, emrindeki askerlerle beraber sonuna dek gerekeni yapmalıydı." gibi iki ayrı görüş oluşmuştur.

Daha sonra iddalara göre ABD GenelKurmay Başkanı, TSK Genelkurmay başkanını arayarak 'Askerlerinizin gösterdiği anlayış beni çok mutlu etti. Tanrıya bin şükür ki askerleriniz askerlerimizi evlerine sağsalım gönderdi.

Buna mukabil, oluşabilecek bu tip olaylara karşı Türk-Irak sınırında süratle müdahale edebilecek yeterli birlik ve teçhizat bulunmaması da sözkonusu Binbaşı'nın kararını herhalde[kaynak belirtilmeli] etkilemiştir. Nitekim bu olaydan sonra bu sınıra sürekli olarak zırhlı birlik ve komando takviyesi yapılmış ve neticede Türkiye'nin istediği zaman ve şartlarda havadan ve karadan Irak'a müdahale edebilmesi sağlanmıştır.

Tapu kayıtları iddiası

Irak'ın işgalinin ardından 10 Nisan 2003 tarihinde Kerkük, 11 Nisan 2003 tarihinde de Musul'da tapu kayıtlarının tutulduğu devlet dairelerinin peşmergelerce basılarak büyük ölçüde Türkmenlere ait olan kayıtların yakılması öncesinde bu kayıtların Süleymaniye'deki Türk özel kuvvet mensuplarınca kopyalanarak Türkiye'ye gönderildiği, baskının asıl nedeninin bu olduğu iddia edilmiştir.
Administrator
1 Mart Tezkeresi / 1 Mart 2003
Türk askerinin başına çuval geçiren ABD Özel timinin generali geçen aylarda Türkiye'ye Ankara'ya geldi. Tabii artık general değildi . CIA başkanı olarak geldi.

Sizce bu güzide komutanı nasıl karşıladık !..

Askeri ve Mülki erkan askeri törenle,yüzlerde gülücükler vs. olarak karşıladık.

Tabii ABD askerine Irak'ta başarılar temenni eden Başkomutanımız olunca bu da gayet doğal görünüyor...

Irak savaşı sonunda aşağı yukarı 1.5 milyon insanın öldüğü,en az 500 bin kadının tecavüze uğradığı,artık IRAK diye bir devletin kalmadığını bilmeyenimiz yoktur.

ABD Irak'a neden girdi?
Kitle imha silahları var diye girdiler daha sonra Barış ve Demokrasi getireceğiz dediler,elleriyle iktidara getirdikleri diktatör Saddam'ı yine kendi elleriyle idam ettirdiler.
Administrator
1 Mart Tezkeresi / 1 Mart 2003
‎1 MART 2003'DEN 9 YIL SONRA!

Amerika 2001’de istediği iktidarı koltuğa oturtmuştu.. Tüm Kuzey Afrika ülkelerinde ’yeşil’ harekat’ın önderi olan ’Adalet ve Kalkınma’ isimli bir parti kurulmuştu. Simge tüm ülkelerde ampul ya da lambaydı.

Her şey hazırdı.. Artık salyalarını akıtarak Irak’tan başlayıp, Ortadoğu’ya el konulacaktı...

Ve Ortadoğu’nun en güçlü ordusu, Türk ordusu Batının hedefi doğrultusunda kullanılacaktı.

25 Şubat 2003’de Meclis’e bir tezkere geldi. Başbakanlık tezkeresi. Tezkerenin adı şöyleydi:

"Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yabancı ülkelere gönderilmesi ve YABANCI SİLAHLI KUVVETLERİN TÜRKİYE'DE BULUNMASI İÇİN Hükümet'e yetki verilmesine ilişkin Başbakanlık Tezkeresi"

Tezkere TBMM’de 250 oyla reddedildi. Anayasanın 96. Maddesi gereği salt çoğunluk sağlanamamış ve tezkere geçmemişti.

Amerikan yönetimi Türk topraklarını, hava sahasını, limanlarını Irak işgali için kullanamadı.. Irak’ta çamura saplandıkça öfkesini Türkiye’ye iletti. 4 Temmuz 2003’te Irak’ta Türk Askeri'nin başına çuval geçirdi!

Dönemin devlet başkanı George Bush "Karar Noktaları" adlı kitabında ’tezkere’nin reddi konusunda ’Hüsrana uğradık, yarı yolda bırakıldık!’ şeklinde açıklamalar yaptı. Dönemin Başbakanı Abdullah Gül, gazetecilere o dönemde ne çok çile çektiğini anlattı.

Batı pes etmeyecekti! Reddedilen tezkereden 9 yıl sonra 2012 yılı Şubat ayında Malatya’nın Kürecik köyüne Amerikan askerleri yerleştirildi. Haberi Amerikalı general Mark Hertling’den duyduk!

Bülent Esinoğlu, Arslan Bulut gibi gazeteciler konuyu duyurdu. Türk Milleti'nin ’milli iradesini temsil eden’ tüm partiler sustu!

Milletin yüzde 90’ı vatan topraklarının ABD askerlerinin çizmeleri altında çiğnenmesine karşı olduğuna göre, siyasi parti söz ve icraatları, millet iradesinin karşısında mı?!
Posting Freak
1 Mart Tezkeresi / 1 Mart 2003
Onların başina çuval geçirecek Erin evliyanın Türk topraklarında yaşadığından ve dünyanın
her halinden haberleri yok onların.Keser döner sap döner evliyanın hişmıyla yerle bir olurlar.

O mübarekler nice bedellerle aldılar bu toprakları.Kargalara bırakacak değiller.
Cihana gelmişim Mustafa diye
Atatürk büyüktür sıfat kim ile
Allahın yolunda dervişler ile
Mürşüt kapısıdır Zöhre Ana size


PİR ZÖHRE ANA

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Pir Zöhre Ana Forum sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.