Sevgili ve değerli Gülten abla başka bir başlıkta Kurban bayramında yaşadıklarını çok güzel ve içten bir anlatımla bizlerle paylaşmış öncelikle bu paylaşımından dolayı teşekkür ederim. Ben de naçizane olarak bu ziyaretimizde gördüklerimi, yaşadıklarımı herkesle paylaşmak istiyorum.

Bilindiği gibi biz istanbul grubu olarak " Kurban Bayramı " münasebetiyle Pirimiz Zöhre Ana'ya bir ziyarette bulunduk. Grup olarak Ankara'ya ziyarette bulunmadan önce öncelikle Bolu da yatan " Yusuf-u Şah" türbesine uğradık. Buradan bir kez daha niyazımız olsun Pirimize. Bu ziyaretin organizasyonunda emeği geçen başta Gülten Abla olmak üzere herkese teşekkür ederim.

Muhammed Ali yolunun bu yüzyıldaki temsilcisi, 12 İmam ve Ehlibeytin özü, Erenlerin Şahı Zöhre Ana'ma niyaz eder ve o mübarek ellerinden sevgi ve saygıyla öperim.

Sevgili arkadaşlar zordur bir gerçeğe bel bağlamak, yolundan gitmek veya yoluna yürümek. Bu kurban bayramında yaşadıklarımdan, gördüklerimden sonra buna bir kez daha kanaat getirdim ki insanlık yolunda kat edeceğimiz daha çok katre yol var. İlim deryasından aktardığı o eşi benzeri olmayan bilgiler, o gece erenlerin ummanda verdiği yüzden fazla nefesler, dörtlükler... Bugün bayram olarak kutladığımız bu bayrama vesile olan Halil İbrahim ve İsmail peygamberden Kurbanın nasıl kesileceğine, nasıl dağıtılacağına, bayram namazından, abdestine kadar her şeyi en ince ayrıntısına kadar Pirimizden dinledik ve öğrendik... Ne bu nefesleri ne de bu gerçek bilgileri dünyanın hiçbir yerinde bulamazsınız.

Bu ziyaretimizde İstanbulun Avrupa yakasından gelen çok değerli gençler vardı. Bu gençler Zöhre Ana'ya ilk defa geliyorlardı. Gördüğüm kadarıyla da kafalarında bir takım soru işaretleri vardı. Kulaktan dolma yalan yanlış bilgilerle gençlerin kafası ne yazık ki karıştırılmıştı.

Tabii Yalancının Mumu Yatsıya kadar yanacaktı. Çünkü gençler artık bir Gerçeğin, Yaşayan bir evliyanın karşısındaydılar. Gerçekleri ; tarihin karanlıklarından , yalanlarından ,çarpıtmalarından değil !!! Gerçek, Yaşayan bir evliyanın, Muhammed-Ali yolunun bu yüzyıldaki temsilcisi, Sıfatı Zöhre Ana Dili Şahımerdan Ali olan Zöhre Ana'dan öğreneceklerdi.

Bu genç arkadaşlara gittikleri Cem Evlerinde Kadından evliya olunamayacağını öğretmişler, Abdest ve namaza dair en ufak bir bilgi verilip, dedeler tarafından yapılmadığı gibi gençlerle alay eder gibi siz araştırın gelin denmiş. Muharrem Ayı'nın her yıl 10 gün erken tutulması... Daha birçok akla mantığa sığmayan yanlışlıklarla gençler kurtların önüne kuzu gibi atılmışlar.

Kadından evliya olmaz diyen aklı evvellere Pirim çok net bir şekilde cevabını verdi.Hz.Üseyin'i ve Hz. Hasan'ı dünyaya getiren Fatıma Anamız acaba haşa haşa evliya değil miydi ? Hacı Bektaşta Kadıncık Ana, Bozan da Şah sultan, Hz.İsanın annesi Meryem Ana vb. Evliyada şekilcilik aranmaz.

Zöhre Ana Muharrem ayı ile ilgili her zaman şunları söylemiştir. Bir insanın nasıl ki doğum tarihi belli ise ölüm tarihi de bellidir. Ölüm kelimesi Evliyalar için Gayba girmek olarak ifade edilmektedir. Çünkü evliyalar hiçbir zaman ölmezler. Sadece beden (don) ve ad değiştirirler.

]Mesela Mustafa Kemal Atatürk'ün gayba girmesi 10 kasım 1938'dir. Bu tarih 1939 ,1940,1950,1980,2000,2007,2008 yani her yıl için aynı gündür,sabittir. Bizler Atatürkü 9 Kasım veya 11 Kasım da anmayız, yâd etmeyiz.10 Kasım hangi güne gelirse gelsin yıl fark etmez, o gün özellikle yasımızı tutarız.

]Aynı durum İsmail peygambere kurban inmesi dolayısıyla kutladığımız Kurban Bayramı için de geçerlidir. Yani İsmail peygambere kurban sadece belirli bir (1) gün de inmiştir. Her ay değişe değişe kurban inmemiştir. Halil İbrahim Peygamber Allaha verdiği sözü tutmak için gittiği bugün ki adı ile Arafat dağı veya tepesi o zaman ki adı ile Ira dağı veya tepesinde İsmail peygamberin boğazına bıçağı dayamış haktan emir gelmediği için mübareği kesememiştir. Daha sonra haktan gelen emir neticesinde İsmail peygamberin yerine bir kuzu kurban edilmiştir. Bu olayın acısını Yüce Yaradan zannetmiyorum ki her yıl değişe değişe ne İbrahim peygambere ne de İsmail peygambere yaşatsın. Kurban indiği gün olay yaşanmış ve mutlu sonla bitmiştir. Ve yüzyıllar sonra bile bu mübareklerin ışığı, kerametleri, mucizetları dünyada kurban bayramı olarak kutlanmaktadır.

]Muharrem ayı için de aynı durum söz konusudur.Hz.Üseyinin yakalanıp,esir düşmesi aradan geçen 12.günün sonunda o mübarek başının gövdesinden ayrılması (4 Mart-15 Mart). Bunların hepsi belirli bir yılın belirli günlerinde cereyan etmiştir. İmam Üseyin’e kıyan “metin” pisliğine binlerce kez lanet olsun,lanet olsun…

Gençleri unutmadım arkadaşlar. O gün bizlerle kafa karışıklığı, ikilem içinde gelen değerli gençler Zöhre Ana’nın İlim deryasından döktüğü sohbetinden sonra hem akıllarındaki sorulara cevap buldular hem de hayatlarında daha önce yaşamadıkları,kitaplarda okudukları Ummanı,Tevhidi gördüler ve Hak için onlarda dizlerini dövdüler. Ne mutlu bu gençlere. Umarım hayatları boyunca Zöhre Ana’nın sürdürdüğü Muhammed-Ali yoluna layık olurlar ve sahip çıkarlar. Yolları açık olsun.

Şunu hatırlatmak istiyorum.Mustafa Kemal'e nasıl dün olduğu gibi bugün de haşa haşa Din düşmanı diye iftira ve çamurlar atılıyor. Halbuki aklı ve fikri olan herkes çok iyi bilir ki Mustafa Kemal Din Düşmanı değil tam aksine Dini Siyaset,Ticaret yani rant aracı olarak kullanıp Milleti sömüren,kemiren sahtekarların, şarlatanların düşmanıdır. Mustafa Kemal'in dün verdiği bu kutsal mücadeleyi bugün de Zöhre Ana vermektedir. Aleviliği bir felsefe , bir kültür olarak lanse edenlerle, siyaset aracı olarak kullananlarla var gücüyle savaş vermektedir. Onun mücadelesi EHLİBEYT,12 İmam kısaca Muhammed Ali yoludur.

]Bu yola bir DEDE hizmet etmiyorsa; ben söylerken utanıyorum dilenci gibi kapı kapı dolaşıyorsa, daha abdest almayı bilmiyorsa, cem adı altında demlenmek için içki tüketiyorsa [B] böyle bir DEDE'nin [/B]karşısında elbette GERÇEK BİR EVLİYA OLAN ZÖHRE ANA OLACAKTIR.

]BUGÜNE KADAR ONLARCA DEDE GÖRDÜM HİÇBİRİSİNİN HAKTAN ALIP HALKA VERDİĞİ NEFESLERİ DUYMADIM, UMMANA DALDIĞINI, ÖNÜME DURUP MUHAMMED ALİ NAMAZINI KILDIĞINI GÖRMEDİM. HERHANGİ BİR TOPLUMA ÖĞRETTİĞİNE ŞAHİT OLMADIM.

Bu yola CEM EVLERİ, Pirlerin isimlerini alarak açılan Sözde Dernekler hizmet etmiyorlarsa; Muhammed Ali, ehlibeyt’in, insanlığın değil de herhangi bir partinin siyasetini güdüyorlarsa, gençlerimizi inançsızlığın (ateizm'in) kucağına atıyorlarsa, kanımızı içmekle doymayacakların, Atatürk düşmanlarının yanında yer alıyorlarsa elbette karşılarında GERÇEK BİR EVLİYA OLAN ZÖHRE ANA OLACAKTIR.

CEM EVLERİNDEN KURBAN KESİMİNİ VE CENAZE YIKAMAYI KALDIRIN BAKALIM. O CEM EVİNDE MUHAMMED ALİ'NIN ADI KALIR MI BAKALIM?

Zöhre Ana'ya bugün bu kadar iftira, çamur atılmasının, Zöhre Ana'nın bu kadar karalanmasının altında organize bir yapılanma vardır. Bugüne kadar Alevi toplumunu uyutanlar, bugüne kadar asli görevlerini yapmayanlar, bugüne kadar korkularından Alevilik kelimesini dahi ağızlarına almayan ve alamayanların Oluşturduğu gaflet, dalalet ve hiyanet içerisinde olan organize bir yapılanma.

EVET ONLARA GÖRE ZÖHRE ANA SUÇLUDUR !..

ÇÜNKÜ ;ALEVİ SUNNİ DEMEDEN TOPLUMUN TAMAMINI KUCAKLAMIŞ; GERÇEK MUHAMMED ALİ YOLUNU İNANCIYLA, İBADETİYLE,ÖNCE KENDİSİ YAPARAK DAHA SONRA ÖĞRETEREK, YAŞAM ŞEKLİYLE ,DOĞRULUK VE DÜRÜSTLÜK İÇİNDE YAŞAMIŞ VE YAŞATMIŞTIR.

Sözlerime burada son verirken bizlere unutamayacağımız Ummanlarla, tevhitlerle dolu bir Kurban Bayramı yaşatan ERENLERİN ŞAHI , YAŞAYAN TEK ALEVİ ZÖHRE ANA’MA SONSUZ SEVGİ VE SAYGILARIMI GÖNDERİYORUM. ALLAH ÖMRÜMDEN ÖMRÜNE ÖMÜR KATSIN ZÖHRE ANAM . SEN OLMAZSAN BİZ OLMAZDIK .

]YOLUMUZ,
]AŞKIMIZ,
]PİRİMİZ,
]MÜRŞİDİMİZ,
]YAŞAYAN TEK ALEVİ PİRİ

ZÖHRE ANA.

[COLOR="red"][FONT="Times New Roman"]Eline,diline,yüreğine sağlık abi bizi pirimizin bilgileri ile aydınlattığın için....
sonsuz teşekkürler......

[FONT=Franklin Gothic Medium]eline sağlık abiciğim gelemeyenler için çok iyi oldu

çok teşekkürler...

ali abi yüregine saglık cok güzel anlatmısın

Sevgili Öğretmenim her zaman olduğu gibi yine mükkemeliğini göstermişsin.Anlatımın çok güzel olmuş ellerin dert görmesin.Teşşekkür ederiz.

Elleriniz dert gormesin cok guzel anlatmissiniz

Benim abim süper olmuşş anlatımın

Yüreğine ve emeğine sağlık....