Zülfikarın şahını ]Ali almış adını,telli kuran tadında, erenlerin mekanında ]Alide Zöhre Anayı, Zöhre Anada Aliyi gördüm, bilgi deryalarında ummanlardan çıktığını,kuğu gibi bir mehdi olarak şifa dağıttığını,
Vakit çıkıp semada semahta,bir vakit kırkların darında, vakit zamanına varınca, her nefes aldığımda ben Alinin elini Zöhre Ananın pençesi olarak ensemde gördüm...
Bir balık gibi denizlerde bulunup,bir çoban gibi insanları güderken alemlere daldığını,binbir dondan baş çıkaran Zöhre Anayı ben onun alnındaki hak ateşini ummanlarda gördüm...
Buğulu gözlerindeki yavrularını,pençesindeki haktan gelen şifasını,ben onun cemalindeki Zöhre Yıldınızı semada parlayan ay olarak gördüm...
Gerçekliğini yüceliğine kattığını,bilgilerini şifasına ,daldırıp kerametleriyle yaşattığını,yok oluşların yanan ışığı,tuttuğu dalları çınar yapan Şahı ben hep karşımda gördüm...
Tebessümünde uçuşan turnaları,bakışlarında aydınlattığı mekanları,yoluna kesilen kurbanları hakka olan sonsuz aşkını ben hep gözyaşlarında gördüm...
Bir mehdi olarak yıllarca yaşayan,
Dünyayı yaratan evreni ayakta tutan,gerçek aleviliği ögretip anlatan,]Alinin adına can yoluna yürek katan,BEN ALLAHIM OLAN ALİ'Yİ ZÖHRE ANA'NIN GÖZLERİNE BAKINCA GÖRDÜM...
Dünyayı yaratan evreni ayakta tutan,gerçek aleviliği ögretip anlatan,]Alinin adına can yoluna yürek katan,BEN ALLAHIM OLAN ALİ'Yİ ZÖHRE ANA'NIN GÖZLERİNE BAKINCA GÖRDÜM...