You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

Dersim Tarihini Değiştiren Belge

Dersim Tarihini Değiştiren Belge

Posting Freak
Dersim Tarihini Değiştiren Belge
Başbakanlık arşivinde yer alan belge, Dersim olayları konusunda tarihi bir yanlışı ortaya çıkardı.
Başbakanlık arşivinde yer alan belge, Dersim olayları konusunda tarihi bir yanlışı ortaya çıkardı. Belgeye göre Dersim olayları 1938 yılında değil 1939'da sona erdi. Belgede ayrıca askerin operasyon düzenlediği grupta çocukların da bulunduğu bilgisi yer aldı.

Dersim katliamında 19 yakınını kaybeden 83 yaşındaki Ali Doğan'ın, Cumhurbaşkanlığı aleyhine açtığı Dersim Davası ile ilgili Başbakanlık tarafından hazırlanan bin 826 belge, davanın görüldüğü Tunceli Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.

Mahkemeye gönderilenler arasındaki 2 Ağustos 1939 tarihli belgenin, katliamın 1939'da da sürdüğünü gösterdiği belirtiliyor. Belgede; Temmuz ayı içinde 163 yurttaşın ölü, ikisinin yaralı, 85'inin diri yakalandığı, 120'sinin de teslim olduğu belirtiliyor. 1938 tarihli bir diğer belgede ise 'Yılan dağından kaçmak isteyen 40 kadar silahlı, 30 kadar çoluk çocuktan ibaret haydudun bombalandığından' bahsediliyor.

Cumhurbaşkanlığı'nın savunma için süre istediği davada davacı Ali Doğan'ın Avukatı Barış Yıldırım ise Başbakanlık tarafından gönderilen belgelerin, katliamla ilgili bilinenleri değiştirecek cinste olduğunu dile getirerek şöyle konuştu:

Dersim harekatı sırasında Ali Doğan ile annesi Fayime, dört ve iki yaşındaki kardeşleri Şıh Hasan ile Ali Rıza, dedesi Seyit Ali, amcası Haydar'ın da aralarında olduğu 20 kişi Buzlupınar, eski adı Kergene olan mevkide süngülendi. Ali Doğan yaralı kurtuldu.

Ali Doğan, Dersim katliamı tartışılmaya başlandığı günlerde, 27 Ocak 2012'de Tunceli Asliye Hukuk Mahkemesi'ne başvurarak Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil ediyor oluşu bakımından Cumhurbaşkanlığı aleyhine 1 milyon TL'lik tazminat davası açtı. Tunceli Asliye Hukuk Mahkemesi hakimi Özgür Karaca, dilekçeyi 30 Ocak 2012'de kabul etti. Aynı gün Cumhurbaşkanlığı'na tebligat yapıp 'İki hafta içerisinde iddialara karşılık yanıt vermesini' istedi.

DEVLET ARŞİVLERİNE VE BAKANLIKLARA DA SORULDU

Ayrıca Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, İçişleri Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı'ndan da Ali Doğan'ın akrabalarının öldürüldüğü iddiasına ilişkin bir kayıt olup olmadığını sorup varsa gönderilmesini karara bağladı. Başbakanlıktan da elinde bulunan evrakların iletilmesini kararlaştırdı. Tebligatı 15 Şubat'ta alan Cumhurbaşkanlığı, savunma için ek süre istedi. Mahkeme de 25 günlük ek süre verdi. Başbakanlık ise elindeki yüzlerce belgeyi mahkemeye sundu.

Yazıda 'Kalan yasak bölgesinde 7 Temmuz 1939 tarihinden itibaren başlayan ve devam etmekte olan takip ve tarama neticesinde bugüne kadar 163 ölü, 2 yaralı, 85 diri tutulmuş ve 120 kişi de dehalet etmek suretiyle ceman 370 insan elde edilmiştir. Muhtelif müsademeler neticesinde 1 er şehit ve biri subay olmak üzere 27 er yaralı zayiatımız olmuştur. Kalan yasak mıntıkasında çok sıkı takip ve taramalara rağmen haydutları hâlâ mukavemet ve taannüt göstermelerinin sebeplerinin neye atfedildiği ve bölge dahilinde halen kadın, erkek daha ne kadar insan ve daha ne kadar silahın bulunmakta olduğunun tespitine' deniliyor.

Orgeneral Kazım Orbay'ın 11 Ağustos 1938 tarihinde Başbakanlığa gönderdiği bir evrak ise harekatta çocuk ve kadınların bombalandığını kanıtlıyor. 15. Tümen 38. Alay bölgesinde Yılan Dağı'ndan kaçmak isteyen 40 kadar silahlı, 30 kadar çoluk çocuktan ibaret haydutlar 38. Alayın pususuna uğrayarak, Ali Boğazı'na doğru kaçmışlardır. Bu müsademede haydutlardan ikisi imha edilmiştir. 38. Alay haydutları önüne katarak Yılan Dağı'nın cenubu garbisinde (kuzey batı) kaza hududu işaret olunan Ali Boğazı'na hakim sırtları büyük kısmı ile tutmuştur. Yılan Dağı'nda alayın bir taburu bırakılmıştır. Bu öğleden sonra Ali Boğazı üç teyyare ile bombalanmıştır' ifadeleri var. 1939 tarihli belge incelendiğinde, harekatın suçluları yakalayıp adalete teslim yerine imha etmeyi amaçladığını, 1938 tarihli belge incelendiğinde ise, kadın ve çocukların bile haydut olarak nitelendirilmesi, bombalattırılması da gösteriliyor ki, Dersim 37-38 yılındaki hadiseler soykırım tanımına uymaktadır.



sondakika.com
Seke seke geldim ayağım yoktur
Hak mehlemi sende Zöhrem’dir doktur
Kimi kafir olmuş karnısı boktur
Süzünü süzünü postunda otur.

Türkiye’ye çıkarmışım bir gelin
Urufu Zöhre Ana onu pir bilin
Muhammet elçisi Ana’dır deyin
Hak için dergaha niyaza inin.


Bildiren: Pir Zöhre Ana
Posting Freak
Dersim Tarihini Değiştiren Belge
Dersim Harekâtı Ermeni Komiteleri ile de birlikte çalıştığı söylenen Seyit Rıza'nın Ankara hükümetine verdiği şu ultumotom:
“1.İçimize karakollar yapmayacaksınız.
2.Kaza ve Nahiye merkezleri kurmayacaksınız.
3.Köprü ve yol yapmayacak, silahlarımıza dokunmayacaksınız.
4.Vergilerimizi önceden olduğu gibi pazarlık usulü vereceğiz”

ve silahlı başkaldırı (isyan) ile başladı. 1937 yılında Mustafa Kemal ve Celal Bayar’la birlikte Tunceli’ye gelip, Murat Nehri üzerindeki Singeç Köprüsü’nün açılışını yapacaktı. Köprünün ucundaki karakol basıldı 33 asker şehit edildi; daha sonra telefon hatları kesildi, pusu kuruldu, Mazgirt Köprüsü havaya uçuruldu, jandarma taburuna saldırılarak, 56 asker daha şehit edildi.

kaynak : Dersim tartışması nereye gidiştir?
Prof. Dr. Ali Demirsoy, Hacettepe Üniversitesi

dersim incelendiğinde M.Kemal Atatürk Dönemi Ve sonrası Olarak ela almak lazım, Atamız o Dönemde Doğu Ve Güney Doğu anadoluda toprak reformu yapmak ve ağalık rejimini bitirmek istemiştir, Yollar barajlar kopruler okullar yapılmasını istemiştir. fakat dış güçler tarafından desteklenen, aşiret liderleri İsyan cıkartmış, Yukardada Belirtilen tarihlerde, toplam 89 askerimiz şehit edilmiş, köprüler havaya uçurulmuştur, ve tarihe baktığımızda, o dönemde Musul Kerkük sorunu ve hatay sorunu vardır, bunu bilen dış güçler aşiret ağalarını destekleyerek isyan başlatmışlardır, isyanlarla boğuşan Türkiye cumhuriyeti, Musul ve kerkükte ve hatayda güçsüz kalacakatır,Türkiye, Musul ve Kerkük hareketini rafa kaldırmak durumunda kaldı; öyle de kaldı (zengin petrol yatakları da İngilizlere ve günümüzde ek olarak Amerikalılara kaldı).
Atatürk için Türkiye’nin üç yumuşak bağrı vardı: Kerkük-Musul, Kıbrıs ve Batı Trakya; bunlardan taviz verilemezdi.


Celal Bayar Dersimdeki isyancılara karşı saldırıyı onayladı ve İkinci Tunceli Harekâtı (2 Ocak - 7 Ağustos 1938) başlatıldı. En büyük can yitirilmesi 1938 yılının 22-28 Haziran arasında (Kalan bölgesindeki Baltalı-kürekli muharebesinde), 19-24 Temmuz arasında (Laç Deresi’nde) ve 15 Ağustos’ta (Zeç baskınında ve Zımek Çatışmasında) yaşanır. Yani en ağır olaylar Celal Bayar’ın Başbakan ve etkili olduğu dönemde yaşanmıştır. Ancak bugünkü iktidarın manevi kurucusu olarak tanımlayabileceğimiz Celal Bayar için “tıss” yok.
Vergi vermediler onun için bombaladılar demesi de bir devlet adamı için utanç vericidir

kaynak : Dersim tartışması nereye gidiştir?
Prof. Dr. Ali Demirsoy, Hacettepe Üniversitesi

[COLOR="red"]Elimde belge var diye kâğıtları sallayan yetkililerin okuması dileğiyle
İstenirse devlet arşivlerinde de hemen bulunabilecek gerçek birkaç belgeyle işin aslı öğrenilebilir. Bakın neler olmuş: “Koçkırı Aşireti Reisi Alişan Bey 1920 yılında Wilson Prensiplerine dayanarak Hozat’ta Kürdistan’ın bağımsızlığı için toplantı yaptı ve Ankara Hükümetine aşağıdaki muhtırayı verdi:
1. Kürdistan’ın bağımsızlığına olur diyen İstanbul Saltanat Hükümeti'nin kararını Mustafa Kemal Hükümeti’nin de resmen kabul edip etmeyeceğinin açıklanması.
2. Kürdistan bağımsızlık kararına Mustafa Kemal Hükümeti’nin görüş noktasının ne olduğu hususunda, Dersimlilere acele cevap verilmesi.
3. Elazığ, Malatya, Sivas ve Erzincan mıntıkaları hapishanelerinde mevcut bütün Kürt tutukluların hemen serbest bırakılması.
4. Kürt çoğunluğu bulunan mıntıkalardan Türk memurlarının çekilmesi.
5. Koçkırı mıntıkasına gönderildiği bildirilen askeri birliklerin derhal geri çekilmesine (Ender Erdemli’ye göre Akgül, 2001: 22-23).”
Alişan Bey’in, bu muhtırayla da yetinmeyip, Ankara Hükümetine; “Sevr derhal uygulansın, yoksa silahlı mücadele başlatacağız” şeklinde ultumatom verdiği de bilinmektedir.

kaynak : Dersim tartışması nereye gidiştir?
Prof. Dr. Ali Demirsoy, Hacettepe Üniversitesi

Okuduğum tüm kitaplardan Ve İncelediğim tüm belgelerden Çıkardığım kanı ve gerçek Şudur,

Dersim İsyanı Denilen İllet, Çanakkalede Sakaryada yenemedikleri Türk ordusunu Ve Türk Cümhuriyetini İsyanlarla Yıkmaktır, Bu isyanlarlarıda Kürtler üzerinden oynamaktır,

]ŞEYH SAİD : SEYİT RIZA : ABDULLAH ÖCALAN HEPSİ AYNI ZİHNİYET VE OYUNDUR [/color]
SAYGILARIMLA
HÜR_ŞEHİT
Nefsi “Pir”in gölgesinden başka hiçbir şey öldüremez; o “nefs öldüren”in eteğini sımsıkı tut.
''HZ MEVLANA''

ÜSEYİN'in Aşkına Şahitsen, Bu Şahadet Kutlu Olsun... Sen ÜSEYİN'in Aşkı ile Her Dem Diri Kalanlardansın, Ve Sen
'' Aşkın Şehidi'sin!..''
Ben HZ. ÜSEYİN'DEN NASIL YAŞAMAYI VE NASIL ÖLMEYİ ÖĞRENDİM
ÇELEBİ
Junior Member
Dersim Tarihini Değiştiren Belge
şeyh sait olayına biraz değinelim seyyid rıza sadece perde arkasında kullanılan bi kukla yaşından ötürü kendi sözü para etmemiş aksine baytar nurinin hareketiyle bazı ayaklanmalar yapılmıştır.
seyyid rızanın ingiliz kralına yazğdı mektp mesela tamamen baytar nuri denen şahsın suriyeye kactıktan sonra yazdığı bi belgedir bunu seyyid rızanın tornları söyler
gel gelelim seyyid rıza olayına adam osmanlı zamanında ruslarla defalarca mücadele etmiş catışmıştır krtuluş savaşında dahi mücadeleye destek vermiştir diyap ağa yı biliyosunuzdur heralde diyap ağa ile seyyid rıza aynı aşiretin üyeleridir ve seyyid rıza diyap ağanın damadıdır.

seyyid rızanın doğruları hepmi var hayır herkezin yanlışları olur ama bölgede bi alevi katliamıda vardır yok değil biri evinize girse sizde ister istemez bi direniş sağlarsınız ama bölgeye giren askerler katliam içind eğil ermeni ve kürdi isyanları bastırmak için girer yani dseyyid rızayı tamamen suclamakta yanlıştır
Posting Freak
Dersim Tarihini Değiştiren Belge
darkleon62 yazdı:şeyh sait olayına biraz değinelim seyyid rıza sadece perde arkasında kullanılan bi kukla yaşından ötürü kendi sözü para etmemiş aksine baytar nurinin hareketiyle bazı ayaklanmalar yapılmıştır.
seyyid rızanın ingiliz kralına yazğdı mektp mesela tamamen baytar nuri denen şahsın suriyeye kactıktan sonra yazdığı bi belgedir bunu seyyid rızanın tornları söyler
gel gelelim seyyid rıza olayına adam osmanlı zamanında ruslarla defalarca mücadele etmiş catışmıştır krtuluş savaşında dahi mücadeleye destek vermiştir diyap ağa yı biliyosunuzdur heralde diyap ağa ile seyyid rıza aynı aşiretin üyeleridir ve seyyid rıza diyap ağanın damadıdır.

seyyid rızanın doğruları hepmi var hayır herkezin yanlışları olur ama bölgede bi alevi katliamıda vardır yok değil biri evinize girse sizde ister istemez bi direniş sağlarsınız ama bölgeye giren askerler katliam içind eğil ermeni ve kürdi isyanları bastırmak için girer yani dseyyid rızayı tamamen suclamakta yanlıştır


değerli kardeşim
Seyit Rıza’nın taleplerini içeren mektuplar (örneğin Dersim Başkomutanı olarak yazdığı (30 Temmuz 1937 tarihli) muhakkak Genel Kurmay’ın Harp Tarihi Dairesinde de mevcuttur. Eğer yine de tatmin olmazsanız Londra’da The National Archives (Devlet Arşivi)’de “FO 371/20864/E5529” numaralı belgeye bakmanız yeterlidir
Dersim Harekâtını tetikleyen Baytar Nuri’nin kitabından alınmış olan bir alıntıyı vermek istiyorum:

“Türkiye, işgal edilmiş; Ankara'da yeni bir Meclis kurulmuştur. Yunan ordusu Batı Anadolu'dan Bursa'ya doğru işgalini sürdürmektedir. İşte tam bu sıradaki durumu Baytar Nuri şöyle anlatıyor: 'Dersim'e giderek babam ve Seyit Rıza ile görüştüm. Alişer ile işbirliği yapmalarını sağladım. (...) Artık Dersim'de büyük bir kaynaşma başlamış ve Ankara hükümetinden Kürdistan'ın muhtariyetinin kabul edilmesi isteği ileri sürülmüştü. (...) Dersimliler adına mufassal (ayrıntılı) bir rapor tanzim ederek Kürdistan Teali Cemiyeti vasıtasıyla İtilaf Devletleri (işgalci devletler) temsilcilerine gönderdik. (...) bağımsız bir Kürdistan yaratılmasını istedik. (...) 336 yılı (1920) başlangıcında Kangal İlçesi'nin Yellice Nahiyesi'nin Hüseyin Abdal tekkesinde önemli bir toplantı yaptırmıştım. (...) toplantıda bulunanların cümlesi ant içerek Sevr Anlaşması'nın takibini ve Diyarbakır, Van, Bitlis, Elaziz, Dersim, Koçkırı mıntıkasını ihtiva eden bağımsız bir Kürdistan teşkilini başarmak için silaha sarılmaya ve sonuna kadar savaşmaya tam bir ittifakla karar verdiler. (sayfa 125-126) 15 Kasım 1920'de Hozat'ta bir toplantı daha yapılıp Kürdistan'ın tanınması için Ankara'ya ültimatom verilir. Yoksa silahla bu hakkı alacağız diyenler; Batı Dersim Aşiret Reisleri olarak ültimatoma imzalamışlardır. (Aslı için bak: s. 129)
,Ulu Önderimiz Atatürk ve Türk düşmanı Baytar Nuri'nin yazdıklarından anlaşılmasına karşın; günümüzdeki bazı devlet adamları ve sözde aydınlar; bu operasyonu bile katliam gibi göstermeye çalışmaktadırlar. Hâlbuki Ankara hükümeti, 1937 yılına kadar Dersimliler'e gayet hoşgörülü davranmıştır.”Atatürk elbette Dersim'e bir an önce huzurun gelmesini ve bölgenin egemeni olan aşiretlerin baskısı ve talanı altında yüzlerce yıldan beri yaşam savaşı vermekte olan diğer aşiretlerin bir an önce tüm bu baskılardan tamamen kurtarılmasını arzu etmektedir
. Dolmabahçe'de kendisini ziyarete gelen bir Diyarbakır heyetine hitap ederken gömleğinin kolunu sıyırmış ve kolunu ve damarlarını göstererek: "...hepimiz aynı cevherin damarları gibiyiz..." demiş, ülkede yaşayan tüm insanlarımızın aynı derecede öneme sahip olduğuna işaret etmiştir


değerli kardeşim
peki devlete ve askere kurşun sıkan 89 askeri şehit, toprak reformunu kabul etmeyip bu gün olduğu gibi fedaral kürdistanı ilan eden , köprüleri okulları köyleri basıp katleden ,vatanını halkını kendi çıkar ve amaçları için ingiliz fransızlara satıp onlardan yardım dileyen bir eşkiyayı nasıl suclu bulmamak lazım....

saygılarımla




Nefsi “Pir”in gölgesinden başka hiçbir şey öldüremez; o “nefs öldüren”in eteğini sımsıkı tut.
''HZ MEVLANA''

ÜSEYİN'in Aşkına Şahitsen, Bu Şahadet Kutlu Olsun... Sen ÜSEYİN'in Aşkı ile Her Dem Diri Kalanlardansın, Ve Sen
'' Aşkın Şehidi'sin!..''
Ben HZ. ÜSEYİN'DEN NASIL YAŞAMAYI VE NASIL ÖLMEYİ ÖĞRENDİM
ÇELEBİ
Son Düzenleme: 06/03/2012, 00:38, Düzenleyen: Hür_Şehit.
Junior Member
Dersim Tarihini Değiştiren Belge
Alıntı:Seyit Rıza’nın taleplerini içeren mektuplar (örneğin Dersim Başkomutanı olarak yazdığı (30 Temmuz 1937 tarihli) muhakkak Genel Kurmay’ın Harp Tarihi Dairesinde de mevcuttur. Eğer yine de tatmin olmazsanız Londra’da The National Archives (Devlet Arşivi)’de “FO 371/20864/E5529” numaralı belgeye bakmanız yeterlidir
Dersim Harekâtını tet

bunu baytar nuri suriyeye kactığı vakit kendisi yazmıştır.
dersimde evet bi ayaklanma var ermeni ayaklanması var güneydoğudaki kürt aşiretlerinin baskısıyla bölgeye gönderilen kürt heyetlerinin kışkırtma cabası var bölgede rus ajanları cirit atmakta bunları inkar etmiyorum
ama bi taraftanda şunu düşünelim coluk cocuk demeden kadın yaşlı demeden bi katliamda yapılmıştır.
kurunun yanında yaş da yanar diyorsanız yanılıyorsunuz bu yaş cocuklar ve kadınlar olmamalıdır.

elazığda yaşamaktayım ve cevremdeki insanlar kendileri dahi anlatmaktadır
benim dedem dersim operasyonunda askerdi komutan emir verdi bütün cocukları kadınları bi eve doldurup makinalıyı calıştırma emri geliyor tam silahı calıştıracakken mareşal fevzi cakmağın sesiyle emir iptal edilir.

hani bi yanlışlık yapıldı ama ne yazıkki gercekcide olmak gerek
Posting Freak
Dersim Tarihini Değiştiren Belge
darkleon62 yazdı:bunu baytar nuri suriyeye kactığı vakit kendisi yazmıştır.
dersimde evet bi ayaklanma var ermeni ayaklanması var güneydoğudaki kürt aşiretlerinin baskısıyla bölgeye gönderilen kürt heyetlerinin kışkırtma cabası var bölgede rus ajanları cirit atmakta bunları inkar etmiyorum
ama bi taraftanda şunu düşünelim coluk cocuk demeden kadın yaşlı demeden bi katliamda yapılmıştır.
kurunun yanında yaş da yanar diyorsanız yanılıyorsunuz bu yaş cocuklar ve kadınlar olmamalıdır.

elazığda yaşamaktayım ve cevremdeki insanlar kendileri dahi anlatmaktadır
benim dedem dersim operasyonunda askerdi komutan emir verdi bütün cocukları kadınları bi eve doldurup makinalıyı calıştırma emri geliyor tam silahı calıştıracakken mareşal fevzi cakmağın sesiyle emir iptal edilir.

hani bi yanlışlık yapıldı ama ne yazıkki gercekcide olmak gerek

Değerli Kardeşim bence belgeye dayanan bir araştırma yapmanız gerektiğine inanıyorum, bende bir cok kaynak var isterseniz sizinle paylaşabilirim, dersim isyanı nedir? amacı nedir?
bahsettiğiniz masum coluk cocukları kimin katlettiği vb..... gibi
saygılarımla
Nefsi “Pir”in gölgesinden başka hiçbir şey öldüremez; o “nefs öldüren”in eteğini sımsıkı tut.
''HZ MEVLANA''

ÜSEYİN'in Aşkına Şahitsen, Bu Şahadet Kutlu Olsun... Sen ÜSEYİN'in Aşkı ile Her Dem Diri Kalanlardansın, Ve Sen
'' Aşkın Şehidi'sin!..''
Ben HZ. ÜSEYİN'DEN NASIL YAŞAMAYI VE NASIL ÖLMEYİ ÖĞRENDİM
ÇELEBİ
Son Düzenleme: 07/03/2012, 16:41, Düzenleyen: Hür_Şehit.
Junior Member
Dersim Tarihini Değiştiren Belge
paylaşmanızı bekliyor olacağım

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Pir Zöhre Ana Forum sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.