Ensest'in anlamını 'Kızılbaş' olarak verdiler



Reusuhi Akdikmen'in hazırladığı ve İnkilap Kitabevi'nin yayınladığı sözlükte, "ensest"in anlamının "Kızılbaş" olarak belirtilmesi Alevilerin tepkisini çekti.



Konuya ilişkin yazılı açıklama yapan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı Avukat Fevzi Gümüş, "Langenscheidt New Standard Dictionary: Turkish-English/English-Turkish" adlı sözlüğün 200. sayfasında "in-cest", "ensest" sözcüğünün Türkçe karşılığının "akraba ile zina, kızılbaşlık" olarak verildiğini hatırlattı.

Sözlüklerin Türkiye'de İnkılâp Kitabevi tarafından basıldığını belirten Gümüş, sözlüğün öğrenciler tarafından çokça yararlandığı bir kaynak olduğunu kaydetti.

'ALEVİLERE HAKARET EDİLMİŞTİR'

Gümüş, "Bu kitapta Aleviliğe hakaret ve iftiralarda bulunulmaktadır. Alevilerle ilgili bu asılsız ve çirkin iftiranın sahiplerini şiddetle kınıyoruz" dedi.

Gümüş, bu sözlükte yer alan ifadenin, Alevileri aşağılama amaçlı kullanılan 'mum söndü' iftirasının, bu toplumun sözde eğitimli insanlarının kafasında hala canlılığını koruduğunu ifade etti. Fezvi Gümüş, "Hatta, bu önyargıları bizzat bu toplumun yazarları, kadıları, şeyhülislamları, yayıncıları üretmekte ya da beslemektedir" dedi.

ROMANLAR, DERS KİTAPLARI ALEVİLERİ AŞAĞILIYOR

Bu yazarlardan örnekler veren Fevzi Gümüş, Halit Ziya Uşaklıgil'in Aşk-ı Memnu romanı, Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun Nur Baba eseri, Reşat Nuri Güntekin'in Balıkesir Muhasebecisi Tanrı Dağı Ziyafeti adlı eseri, Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın Toraman adlı romanında "mum söndü, Kızılbaş" atıflarının yapıldığını ifade etti.

Aynı zamanda, 1979 yılında Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu'ndan onay alan "Felsefeye Giriş" ders kitabı ile AKP iktidarı zamanında Milli Eğitim Bakanlığı'nın "100 Temel Eser" serisinde yayımlanan bazı kitaplarda, Alevilerle ilgili aynı iftiraların yer aldığını kaydetti.

'İFADE SÖZLÜKTEN ÇIKARILSIN'

PSAKD Başkanı Gümüş, açıklamasında şu ifadeler yer verdi: "Bu iftiranın kaynağında 'Alevilerin malı, canı helaldir, katli vaciptir' fermanları yayınlayan Ebu Suud'lar vardır ki, o Ebu Suud, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından Çorum'da yapılan referandum mitinginde yere göğe sığdıramadığı Ebu Suud'dur.

Toplumsal bilinçaltına yerleştirilen Alevilerle ilgili bu önyargılar, bu coğrafyada hala egemenliğini sürdüren Emevi zihniyetinin, zorunlu din derslerinin, Diyanet İşleri Teşkilatı'nın, Alevi köylerine zorunlu cami uygulamalarının bir ürünüdür. Siyasal iktidarın, Alevilere yönelik nefret söyleminin iyice azgınlaştığı bir dönemde bu tür ayıplar, Türkiye'de 'eline, diline, beline sahip ol' ilkesini inancının temeline oturtan milyonlarca insanı incitmektedir. Herkesi, Alevilerle ilgili daha saygılı bir üslup kullanmaya davet ediyor, bu ve benzeri çirkin iftiraya yer verenleri bir kez daha kınıyoruz."

Fevzi Gümüş, İnkılap Kitabevi yetkililerini özür dilemeye çağırırken, Alevilere hakaret içeren ifadenin sözlükten çıkarılmasını talep etti.

İnsanlıktan, aydınlıktan, güzellikten, sevgiden, eşitlikten nefret eden yezit zihniyet, varlığını sürdürmek için Alevileri düşman edinmişler.
Allah'ın taşı başlarına düşsün.
Besledik, büyüttük, okuttuk, yaşattık ama yaranamadık.
Mayası bozuk yezit soyunu adam edemedik.
Bu sitede bize cevap yazan bazıları da bizim kin ve nefret beslediğimizi söylüyorlar.
Vicdanınız varsa anlayın, gözünüz varsa görün. Alevilere yapılan düşmanlığın ne boyutta oldugunu görün. Yeryüzünde bir inanca bir topluma bu kadar büyük eziyet yapılmış mı yüzyıllar süren.
Kafir oğlu kafir derdin ne senin?
Ekini ektim un yaptım. Ekmeğimi yedin.
Sürüne baktım beslendin, soyunu sürdün.
Pamuğunu ektim, ip dokudum, giyindin, namusunu örttün.
Fidan diktim, ağaç ettim, kağıt üretip kitap yaptım seni cehaletten kurtardım.
Yaşadığın toprak için canımı kanımı seve seve feda ettim.
Ne çirkin bir dinin varmış, seni adam edemedim.
Sen Kerbela'da katlime ferman verdin,
Sen Maraşta hamile analarımızı kestin,
Sen Sivas'ta 33 canımı diri diri yaktın,
İnsanlığın ne ki, kültürün ne olsun, sözlüğün ne olsun.
İtsin, milcansın, yezitsin, karabaşsın, kafirsin,
her iki dünyada yüzü kara bir şeriatçısın,
lanet olsun.

mum söndü denir Ayağa kalkılır, ensest denir paniklenir ayıp ya insanlar diyorlar ki madem YARANIZ yok niye ALINIYORSUNUZ ??? bu insanlara ne cevap verirsiniz ??
bu kadar ALINGANLIĞIN gereği yok sonra İnsanlar bunları GERÇEK sanıyorlar....

cade yazdı:mum söndü denir Ayağa kalkılır, ensest denir paniklenir ayıp ya insanlar diyorlar ki madem YARANIZ yok niye ALINIYORSUNUZ ??? bu insanlara ne cevap verirsiniz ??
bu kadar ALINGANLIĞIN gereği yok sonra İnsanlar bunları GERÇEK sanıyorlar....

Siz , zaman geçmeden,bir hocaya görünsenız iyi olur, sizi mutlaka CİN çarpmiş.

yoksa bu kadar ,insan tek taraflı, Evliya düşmanı olmaz.:mad:

asla evliyaullahın düşmanı değilim... yanlış değerlendirmişsiniz..

cade yazdı:mum söndü denir Ayağa kalkılır, ensest denir paniklenir ayıp ya insanlar diyorlar ki madem YARANIZ yok niye ALINIYORSUNUZ ??? bu insanlara ne cevap verirsiniz ??
bu kadar ALINGANLIĞIN gereği yok sonra İnsanlar bunları GERÇEK sanıyorlar....

Arkadaşım, yalanlara,yanlışlara, iftiralara tepki göstermek doğal insani bir davranıştır. Tabi bu bahsettiğim insan tipi namus, onur, şeref ve haysiyet sahibi insanlar içindir. Bu değerlerden yoksun insanlar bunu anlayamazlar...

Yanlışlara tepki göstermek için illa yara gerekmez. Çünkü bir yanlışa bugün tepki göstermezseniz yarın başka yanlış iftiralara maruz kalırsınız. Bu da sessiz kaldığınız sürece büyür ve sonun da gerçekten kapanmaz yaralar açabilir. Siz ne kadar inanmasanız da tepki vermeseniz de birileri bunu gerçek sanıp dikkate alarak sizlere zarar verebilirler. Sonuçta etrafta bunlara inanacak kadar cahil, yobaz insan çoktur...

Oysaki böyle bir iftira hayvanlar için bile kullanılamaz. Biz Aleviler, inancımız gereği böyle bir iftirayı hayvanlara bile yakıştırmazken, Aleviler için bu iftiraları kullananlar veya bu tür iftiralara inananlar, karakter olarak hayvandan da aşağılık insanlar olsa gerek. Bunun başka bir açıklaması olamaz...

Alıntı:mum söndü denir Ayağa kalkılır, ensest denir paniklenir ayıp ya insanlar diyorlar ki madem YARANIZ yok niye ALINIYORSUNUZ ??? bu insanlara ne cevap verirsiniz ??
bu kadar ALINGANLIĞIN gereği yok sonra İnsanlar bunları GERÇEK sanıyorlar....

Hakikaten akıl, izan, şeref, onur ve vicdani rahatsızlığınız olduğunu düşünmeye başladım.
Bu insanlara verilecek cevabımız şudur:

Soyum ehlibeyt kimse bilemez
Ali’yi bilmeyen bize gelemez
Yüz bin defa dua etse diyemez
Babam Üseyin’dir Sultan gülemez

Üçler Beşler bir karara varıyo
Karyağdı Sultan’dan murat alıyo
Ömrü biten insan kefen sarıyo
İşine gelmeyen bizi karıyo

Yüklendi gidiyo insanın göçü
Kerbela korunda yanar mı içi
Maviye kasteder Yezit’in piçi
Şeytan kapısında ürüyo iti

Uzatsın elini boşa çıkacak
Fatıma Zöhre’den uzak kaçacak
Abdest namaz diye cennet bulacak
Benim soyum kırklar nasıl varacak

Bildiren Zöhre Ana


Hu Allah hu Allah deyip üreyen
Sanki dersmi alıyor kırklar Ceminden
Dokuz dona girmiş Ali Pirinden
Kur'an-ı Kerim'le fetvalık eden

Ben İmam Hasan'ım Zöhrem Konuşan
Altmış altı ayet Hakka danışan
Şeytanın atında kafir yarışan
Cennet bahçesinde gülümüz açan

Beylerin köşküne kimler doluyor
Kurumuş dalları meyve arıyor
Şetana uyanlar birgün soluyor
Yakasız gömleği takan varıyor

Bulanmış akıyor biter mi körfez
Cennete gitmeye eylersin heves
Bağlamış başını sakal döşde Fes
Kafiroğlu kafir sen sesini kes

Bildiren Zöhre Ana