Muhammed Ali yolunda kimi muhabbete gelir kimi seyre. Kimine Talip denir, kimine Mürit, kimine Tirit kimine de Körit.

Körit : İçinin pisliği ile dergâha girip, hem dergâhta karnını doyuran hem de fesatlık eden art niyetli adamdır.

Tirit : Ne için geldiğini bilmeden dolanıp duran, Pirinin sözünü kulakardı eden, dergâhta karnını doyurup geldiği gibi giden adamdır.

Mürit: Gözünü, kulağını açıp Pirinin sözünü can kulağı ile dinleyip öğrenendir.

Talip : Talip O dur ki Muhammed Ali yoluna can baş veren, özünde fedakârlık eden Ermiş, Evliyalardır.

Dergâhlar bir derya gibidir. İçinde türlü türlü balıklar bulunur. Bunların birçoğu bir diğerinden habersizdir. Ama O deryanın sahibi Şahımerdan Ali her şeyi bilendir. İkiyüzlülükle, yalanla yoldaş olan dergâhta kendine yer bulamaz. Dostu gene kendi gibi olandır.

[color=Red]İbadetlerimizi Nasıl Yapmalıyız?

İbadetlerimiz Hak için olmalı. Cennet için değil !.. Eline, diline, beline sahip olmayan, Ehlibeyte diz kırıp boyun bükmeyenin ibadeti boştur !..

Hararet nardadır sacda değil
Keramet baştadır Taç’da değil
Her ne arar isen kendinde ara
Kudüs’te Mekke’de Hac’ da değildir.

Kimse Allah’ı sağda solda aramasın. Kimse Allah’ın evi şurasıdır burasıdır demesin. Zira O’nun evi gönül köşküdür. Önce bu evi yapın sonra ibadete bakın. Eğer içinizde Allah sevgisi, korkusu yoksa eğilip kalkmaktan aç kalkmaktan başka bir iş yapmamış olursunuz.Özü sözü bir olmayanın alnı günde bin kere de secdeye gelse gene boştur gene boştur.

Bizim yolumuz Batın yoludur. Batın Allah’ın ilim deryasıdır. Evliyalar da bu deryadan hak şarabı içenler, Abu Kevser ırmağı gibi coşup akanlardır. Bu Kevser şarabı; boş insanların içip sarhoş oldukları üzüm suyu değildir! Hak demidir. Dem Allah’ın Evliya’ya verdiği nefesidir. Allah’a ermişlerin nefesleri bitmek tükenmek bilmez. Erenlerin kalpleri Kitap, dilleri kalem olmuştur.

Madde karanlığı, akıl nûru ile;
Cehâlet karanlığı, ilim nûru ile;
Nefis karanlığı marifet nûru ile;
Gönül karanlığı da aşk nûru ile aydınlanır.
Pir Hacı Bektaş Veli...

Ne güzel söylemişler mübarekler. Bütün güzellikler güzel insanlar içindir. Görenlere selam olsun ....

Körit : İçinin pisliği ile dergâha girip, hem dergâhta karnını doyuran hem de fesatlık eden art niyetli adamdır.

Tirit : Ne için geldiğini bilmeden dolanıp duran, Pirinin sözünü kulakardı eden, dergâhta karnını doyurup geldiği gibi giden adamdır.

Mürit: Gözünü, kulağını açıp Pirinin sözünü can kulağı ile dinleyip öğrenendir.

Talip : Talip O dur ki Muhammed Ali yoluna can baş veren, özünde fedakârlık eden Ermiş, Evliyalardır.

Demek ki talip olmak için Ehlibeyt yoluna can cömertliği yapmak gerekirmiş.

Şimdi, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik himayesinde, Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) ve Cem Vakfınca düzenlenen Umre ve Kerbela,Necef ziyaretlerine katılan bu dedeciklere ne dememiz gerekir ?

Devletin parasıyla yani tüyü bitmemiş yetimin hakkıyla gidilen bu yolda böyle bir ziyaret kabul olabilir mi?

Devleti idare eden kişilerin eşini,dostunu, akrabasını toplayıp devletin uçağıyla, devletin kesesinden Mekke, Medine'ye gittikleri için yerden yere vuran, bu konuda eleştiren dedeler değil miydi?

Cemevlerimizi ibadethane saymayan, aksine ibadet yapılan bu mekanlara ağza alınmayacak sıfatları yakıştıran, zorunlu din dersleri ile çocuklarımızı başkalaştıran, asimile eden, Alevi olduğu için soruşturulan, işten atılan, yargılanan, öldürülen insanlarımız ortada iken, El kaide, El nusra gibi şeriatçı, kafa kesen, Nusayri (Alevi) düşmanı emevi artıklarına destek veren bir anlayışın tertiplediği amaçları belli olan böyle bir etkinliğe katıldıkları için bu grupta yer alan "dedeleri" kınıyorum ve yazıklar olsun diyorum ...

Hz.Üseyin veya Pir Sultan Abdal zalimin karşısında neden dik durdular da yezide, hınzıra boyun eğmediler acaba?

Canlarını kurtarmak için haşa her denileni yapıp canlarını kurtarma hakları yok muydu? Elbette vardı ama onlar ve onlar gibi gelen giden bütün Ehlibeyt canları asla bu yolu seçmediler. Tarihin hiç bir döneminde egemen dini inanca ne boyun eğdiler ne de hakkın bildirdiği doğruları söylemekten geri durdular !..
Çünkü Hak birdir doğru birdir o da Ehlibeyt'tir.

Dede-Talip kavramının içinin ne kadar boşaltıldığını görüyoruz.

Bu Dedeler daha mürit olamamışken " talibine" nasıl Ehlibeyt yolunu öğretecekte, can cömertliği yapmasını salık verecek anlaşılır şey değil.

Bu dedelere görünen o ki Tirit diyeceğiz. Dedeliğin; Ehlibeyt yolunu öğretmek gibi çok önemli bir görevi vardır. Eğer dede bu görevinin farkında değil ve geçmişte ecdadımızın yaptıklarından bi haber ise veya yoluna sırtını çevrmiş ise vay gele onun başına.

Veliyettin Ulusoy: Sünnileri taklit etmeye başladık
http://www.zohreanaforum.com/tartismalar...ladik.html

***
NOT: CAMİ-CEMEVİ projesinin Alevi ayağını oluşturan Cem Vakfı'nın bu organizasyonunda yine saç ayağı olması sizce de manidar değil mi?

Ehlibeytin, Aleviğin geçmişini unutup, kimlerle mücadele verdiğini görmezlikten gelen bu vakfın ; Muaviye'nin başına Hazreti sonuna R.A getiren cemaatle kol kola girmesini doğru bulmuyoruz.

Körite bende bin örnek vereyim adam cumhuriyetin bütün nimetlerinden faydalanıyor sonra dönüp kurucusuna, cumhuriyete ve Atatürk'e laf söylüyor.