Pir Zöhre Ana’mızın değerli ailesinin önderliğinde Konya’daki türbelerimizden Mevlana (Celal Abbas), Tavus Baba (Şems-i Tebrizi) , Ateşibaz-ı Veli (Veli Baba) , Cemal Ali Dede türbelerimizi ziyaret ettik.

Bizlere bu güzellikleri nasip ettiği için Pir Zöhre Ana’mıza ve kıymetli ailesine sonsuz minnet ve şükranlarımızı sunuyoruz.

İKİ CİHANIN SULTANI PİR ZÖHRE ANA'MIZIN BİLDİRDİĞİ BİLGİLER ŞÖYLE:


Mevlana yani Celal Abbas Pirimizin Cemalettin Rumi adında bir oğlu var.


Cemalettin Rumi'nin de 3 oğlu var:
-Birinci oğlu Seyid Abbas, Mevlana Türbesi’nde yatmaktadır.
-İkinci oğlu, Meram bağlarındaki türbede yatan Cemal Ali Dede’dir.
-Üçüncü oğlu, SSK hastanesinin arkasında bulunan Ateşbazı Veli Türbesi’nde yatmaktadır.


Rumi demek Farsçada "Allah'ın Yolu" demekmiş.


Mevlana'nın;
-Seyit Murtaza (Babası)
-Bahriye Ana (nişanı),
-Cennet Ana (kızı),
-Fethiye Ana (gelini)
-Seyit Abbas (torunu)
*


Celal Abbas, Bursa’ya geliyor. Babası Seyit Murtaza önüne geçiyor, ’Ya Celal, Yeşil Bursa’yı kana boyama’ diyor. Konya’nın adı gerçeklerin yanında, yani evliyaların gözünde ’Kana Boyama’ şehri oluyor. ’Yeşil Bursa’yı kana boyama, yeter kan döküldüğü’ deniyor.


Celal Abbas da babasına diyor ki: ’Keçe olup yerinde baba kalaydın’. Seyit Murtaza’nın ismi bu yüzden burada Keçeci Baba olarak geçiyor. Türbesi Tokat’tadır. ’Sen benim sırrımı rezil ettin’ dediği için Tokat Zile ismi de buradan gelmiştir.


Mevlana (Celal Abbas) da babasının bu sözlerine karşılık, ’Ben de o yüzden Celalettin’i Allah yoluna pervane verdim. Dönebildiği kadar dönsün’ demiştir. Rumi demek, Farsça’da ’Allah’ın Yolu’ demektir. Kırklar semahında işte böyle pervane gibi dönerek Hakikate ermiştir.