You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

PKK Üyesi Cafer Solgun ile Yüzleşmek !..

PKK Üyesi Cafer Solgun ile Yüzleşmek !..

Administrator
PKK Üyesi Cafer Solgun ile Yüzleşmek !..
AKSİYON DERGİSİ -2008
Cemal A. Kalyoncu - SAYI: 729 - 24.11.2008


Yüzleşme Derneği ile yüzleşmek!

Yüzleşmenin de derneği kuruldu. Tabu görülen konuların tartışılmasına zemin olma iddiasındalar. İtibarın bazı kişilere iadesini, bazılarından ise geri alınmasını isteyen ve bir yıldır faaliyette olan derneğin kendiyle yüzleşmesini istedik
Yüzleşmek… Türk Dil Kurumu, “Bir olayı ileri süren ile inkâr eden kimselerin yüz yüze gelerek sözlerini tekrarlaması.” diye tanımlıyor yüzleşmeyi. Manasından da anlaşılacağı üzere zor bir kavram. Ama bir yanda da Goethe’nin “Geçmişi anlamayanlar, onu yeniden yaşamaya mahkûm olurlar.” sözü var.

Türkiye’de de yüzleşmenin derneği kuruldu. Çok yeni değil; ama çok eski de değil. Aslında 12 Eylül 2007’de kurulacaktı. Fakat evraktaki bazı eksikliklerden dolayı resmi kuruluş tarihi 17 Eylül 2007 olmuş. Tam adı Toplumsal Olayları Araştırma ve Yüzleşme Derneği. Derneği kurma fikri 2006’da doğmuş. Kurucuları, kuruluş bildirgesine Goethe’nin yukarıdaki sözüyle başlıyor.

Dernek Başkanı, “Geride kalan bir yılda daha görünür, bilinir hâle getirdik.” dese de henüz çok kimse tarafından bilinmiyor Yüzleşme Derneği.

Yazar Adalet Ağaoğlu’nun 2005 yılında ‘PKK terör örgütü yanlısı’ olmakla suçlayıp istifa ettiği İnsan Hakları Derneği (İHD), Mazlum-Der, Genç Siviller gibi kuruluşların öncülüğünde kurulan Yüzleşme Derneği’nin başkanlığını gazeteci Cafer Solgun yapıyor. Solgun dışında yönetim kurulunda Aytekin Yılmaz, Şehmus Ay, Uğur Yıldız, Ayhan Işık, Mehmet Taşdemir, Güler Baban bulunuyor. Yakın zamanda vefat eden yazar Mehmet Uzun’un onursal üye olduğu Yüzleşme Derneği Danışma Kurulu ise daha popüler isimlerden oluşuyor: Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Mithat Sancar, İnsan Hakları Ortak Platformu (İHOP) Genel Koordinatörü Feray Salman, yazar Tanıl Bora, gazeteci Ahmet Tulgar, şair- yazarlar Haydar Ergülen, Sezai Sarıoğlu, Mahmut Temizyürek ile Neşe Yaşın, eski Mazlum-Der Genel Başkanı Ayhan Bilgen, yazar-yayıncı Ragıp Zarakolu, sanatçı Ferhat Tunç, Bilgi Üniversitesi öğretim görevlisi Ferhat Kentel, yönetmen Derviş Zaim, yazar-siyasetçi Orhan Miroğlu, yazarlar Müge İplikçi ve Mıgırdıç Margosyan, ODTÜ Öğretim Üyesi Mesut Yeğen, yazar- gazeteciler Etyen Mahçupyan ve Markar Esayan, Ankara Üniversitesi öğretim görevlisi Baskın Oran, sosyolog Pınar Selek, tarihçi Sevan Nişanyan, siyaset bilimci Dilek Kurban.

Yüzleşme fikrinin nasıl ortaya çıktığını Dernek Başkanı Cafer Solgun şöyle anlatıyor: “Mazlum-Der, İHD gibi çeşitli insan hakları kuruluşlarında faaliyet gösteren aktivistlerin, işte son dönem çalışmaları ile epey ses getiren -medya diliyle diyelim- Genç Siviller’in, bunun yanı sıra Türkiye’nin gerçeklerini biraz farklı bir mecrada yaşamış, bu gerçeklere tanık olmuş benim gibi eski mahpus sıfatını taşıyan birtakım insanların yüzleşme kavramı konusunda taşıdıkları hassasiyetin paylaşılmasından doğdu dernek.”

SOLUN ERGENEKON SESSİZLİĞİ

Solgun, “Ne kadar iddialı bir işe soyunduğumuzun farkındaydık. Ama o iddialara uygun ciddi çalışmalar yapabildiğimizi söyleyemem.” diyor. Buna rağmen geride kalan sürede yüzleşmeyi gündeme getiren çalışmalar da yaptılar. ‘Dün Bugün Yarın Yüzleşme’ adını taşıyan panelle işe başladılar mesela. Yüzleşme Sohbetleri de bunlardan biri. Bu toplantıların son katılımcılarından biri Ferhat Kentel olmuş. Ömer Laçiner ve Ufuk Uras da çağrılanlar arsında. Yahudi kökenli bir Türk vatandaşı olan Roni Margulies de Kürt sorunu ve Ergenekon meselesine bakışını anlattı 6 Kasım’da.

Bu sohbetlerden birinin konusunu, Ergenekon ve sol oluşturacak. Solun Ergenekon konusundaki sessizliği masaya yatırılacak. Derneğin çıkış noktası “Ergenekon gibi yasa dışı, darbe ve cunta yapmayı hedefleyen bir oluşuma karşı en fazla sesi çıkması gerekenlerin başında, bir bütün olarak, kendisini ulusalcı milliyetçi, ulusalcı solcu ya da enteresan bir şekilde nasyonal sosyalist diye isimlendiren sol dışındaki solun daha fazla sesi çıkması gerekirken bu sesi çıkarmamaları.”

KEMALİZMLE YÜZLEŞMEK

Sol olmanın bu coğrafyada darbelere, cuntalara, devlet içerisinde yuvalanmış çetelere ve onların faaliyet ve komplolarına karşı olmayı gerektirdiğini söyleyen başkana göre solun Ergenekon’a tepki verememesinin bir sebebi AK Parti iktidarı. Zira Ergenekon’a karşı olmak ‘AK Parti taraftarlığı’ olarak görülüyor o zeminde. Solgun’a göre, solun Ergenekon sessizliğinin diğer bir sebebi ise şu: “Türkiye’de sol hareketin orduya karşı çok garip bir hassasiyeti var. Bunun nedeni biraz eskiye dayanıyor. Onun arka planında yatan şey de Kemalizm. Kemalist fikriyattan beslenen bu oluşumların cepheden karşısında durmak, zorlandıkları bir şey hâline geliyor. Yani solun yüzleşmesi gereken en ciddi olgulardan biri Kemalizmdir. Kendini Kemalizmle sakatlamış bir sol olmaktan kurtulamadığı müddetçe, sol değer yargılarının, sosyalist dünya görüşünün Türkiye topraklarında kendini halklaştırması çok fazla mümkün görünmüyor bana göre.”

Solgun, Türkiye’nin Kemalizmle yüzleşmediği sürece normalleşmesi ve demokratikleşmesini de çok mümkün görmüyor: “Bunu yapabilmiş değiliz. Böyle acayip kırmızı çizgileri var. Cumhuriyet’in kuruluş mantığında Kürt, sol ve İslam düşmanlığı var benim görüşüme göre. Bu üç olgu da Türkiye’nin bir özetidir.”

Dernek’te Yüzleşme Sohbetleri dışında Yeniden Tarih Çalışma Grubu oluşturulmuş. Bu grup da bir özür ve telafi girişimi başlatmış. Özür ve Telafi Girişimi adıyla yürütülen çalışmaların ilk projesi, Şapka Kanunu’na muhalefet etmekle suçlanıp idam edilen İskilipli Atıf Hoca’ya itibarının iade edilmesi. Birinci Meclis’te yer alan, muhalif kimliği ile bilinen Milli Kalkınma Partisi kurucularından Hüseyin Avni Ulaş da ‘özür ve telafi’ girişimi kapsamında gündeme getirilen isimlerden. Derneğin bu şekilde gündeme taşıyacağı isimler arasında Çerkez Ethem, Cavit Bey, Ali Şükrü Bey, Nezihe Muhittin, Prens Sabahattin, Sabahattin Ali ve Musa Anter de yer alıyor. Cafer Solgun, bu saatten sonra devlet tarafından özür dilenmesinin anlamının zihniyet değişimini ifade edeceğini belirtiyor.

Listenin realize edilebilir olduğunu söyleyen Solgun, “Cumhuriyet’in hâkim zihniyetinin gazabına uğrayanlar sadece bu isimler değil. Seçmek durumunda idik.” diyor.

İTİBARLAR İADE EDİLSİN

Yüzleşme Derneği’nin gündeminde, itibarı iade edilecek isimler yanında itibarı geri alınacaklar da var. İtibarı geri alınacaklar, devletin resmi tarih anlayışı tarafından hiç hak etmedikleri kadar itibar ve saygınlık payesi ile ödüllendirilenler. Bu liste ise Topal Osman, Mahmut Esat Bozkurt, Talat Paşa, Enver ve Cemal paşalar ile Mustafa Muğlalı ve Kenan Evren gibi isimlerden oluşuyor.

Solgun, Mahmut Esat Bozkurt hakkında şunları söylüyor: “İnanılmaz bir şey ama gerçek. İstanbul Barosu, Mahmut Esat Bozkurt adına hukuk ve adalet ödülleri veriyor. Peki, kim bu Bozkurt? 1935 yılında Uşak’ta, Ödemiş’te yaptığı bir konuşmada ‘Bu memlekette Türk olmayanların tek hakkı vardır. Türklere hizmet etmek, kölelik etmek’ diyen biri. Böyle ırkçı bir insan. Bozkurt’un İzmir Alsancak’ta heykeli var. Araştırmaya kalksanız bu ismi taşıyan çok sayıda okul, cadde ismi göreceksiniz. Böyle bir zihniyete sahip biri çok saygın, çok itibarlı bir devlet adamı değildir. Bunun itibarını geri alın diyeceğiz. Bu örnekleri daha da artırmak mümkün.” Dernek, İstanbul Barosu’nun önümüzdeki yıl da aynı ödülleri vermeye devam etmesi hâlinde tepkilerini ortaya koyacak.

Cafer Solgun, itibarı geri alınacaklara kendi memleketinden bir örnek veriyor. Dersim’de 1937-38 yaşananların müsebbibi General Abdullah Alpdoğan’ın itibarının alınmasını istiyor. “Alpdoğan’ın ismini taşıyan mahalleler, sokaklar, okullar olmasın benim memleketimde diyeceğim. Yani bu kadar da bir insanın gözüne sokulur mu? Bir Alevi dedesi bana şöyle bir şey söylemişti. ‘Yahu vallahi de billahi de bu 37-38 olayını ben unutmak istiyorum. Ben unutmak istiyorum ama memlekete gidiyorum işte Abdullah Alpdoğan ilkokulu, caddesi... Unutturmuyorlar ki.”

Dernek yetkilileri, özür bekledikleri toplumsal olaylar listesi de hazırlamış. Varlık Vergisi, 6-7 Eylül, Diyarbakır Cezaevi, Maraş, Sivas ve Çorum olayları, 1915 Ermeni tehciri, faili meçhul cinayetler… Burada da kendi zaviyelerinden bakmışlar meseleye. Zira Yüzleşme Derneği her kesimi de kapsama alanına almamış, alamamış. Sol ağırlıklı bir oluşum. Yönetiminde PKK davalarından hüküm giymiş isimler var.

Cafer Solgun, mesela Maraş Olayları’nda ülkücülerin kendileri ile yüzleşmeleri gerektiğini söylüyor. Biz de o dönem yaşananların tek taraflı olmadığını hatırlatıyoruz kendisine. Keza Sivas Olayları da böyle. Olaylar hiçbir zaman tek taraflı değil. Kullanılan kesimler söz konusu. Solgun, şöyle diyor bu hususta: “Burada sizin çizdiğiniz tablo esas itibariyle doğru. Ülkücüler de diğerleri de kullanılan birer figüran. Benim demek istediğim, buradaki sorumluluğun kime ait olduğuna işaret etmek. Yani bu önyargılar, empoze edilmek istenen düşmanlık duyguları, bizim insanlarımıza ait değil.”

TOPLUMSAL YÜZLEŞMEYE DE İHTİYAÇ VAR

O yüzden yüzleşmeye ihtiyaç var zaten. Kendisi de bir Kürt Alevi olan Cafer Solgun, burada şöyle bir önyargıyı da ifade etmekten çekinmiyor: “Örneğin Sünni yurttaşlarımızın Aleviler ile ilgili yine birilerinin empoze ettiği bazı önyargıları var. İşte Alevilik sapık mezheptir, bilmem ne. Veya Alevi yurttaşlarımızın bütün olup bitenlerden hareketle Sünnilere karşı, özellikle siyasal İslam konusunda bir hassasiyetleri vardı. İşte bunlar iktidara gelirse bizi kesecekler gibi önyargılar... Sonuçta yani bu bize ait değildir, dediğimiz önyargıların insanlarımıza hiçbir etkisi olmamıştır, hiçbir izi kalmamıştır da diyemeyiz. O nedenle bizim toplumsal açıdan da yüzleşmeye ihtiyacımız var.”

Bu hususta en azından Abant Platformu’nun çabaları olduğunu hatırlatmakta fayda var. Fakat Solgun, o çalışmaları incelemediğini söylüyor.

‘Türkiye toplumu’ ifadesini kullandığı Türk halkının kavram olarak sağcı bir toplum olduğunu, dolayısıyla Türkiye’nin genellikle sağ iktidarlar eliyle yönetildiğini anlatan Yüzleşme Derneği Başkanı Solgun, sol gibi sağın da kendi yüzleşmesini yaşaması gerektiğini söylüyor. Solgun, sağın yüzleşme konularından birinin Süleyman Demirel olduğunu vurguluyor. Süleyman Demirel hiçbir darbeye karşı tavır almamış çünkü. Ona göre sağın yüzleşmesi gereken bir diğer konu ise darbeler. Cafer Solgun, milliyetçilik ve Kürt sorununu da sağın yüzleşmesi gereken hususlardan sayıyor.

Yüzleşme Derneği Başkanı Cafer Solgun, 1962 Dersim, yani Tunceli doğumlu. 46 yaşında. Bunun 17,5 yılını hapislerde geçirdi. 12 Eylül öncesi liseli bir genç olarak sol gençlerin yaşadıklarını yaşayıp hapse girdi. 1243 kişinin yargılandığı Dev-Sol ana davasından yargılandı. Yargıtay 2005’te davayı bozunca süreç şimdi tekrar başa döndü.

7,5 yıl yattıktan sonra 1987 ortasında hapisten çıkan Solgun, Yeni Çözüm Dergisi’nin genel yayın yönetmenliğini yaptı. 1993’te bu sefer PKK’lı olmaktan gözaltına alındı: “Yasa dışı bölücü terör örgütüne yardım ve yataklık yapmak suçlaması ile tutuklandım. Fakat tutuklu kaldığım, sayın savcıların iddianameyi hazırladıkları süreç içerisinde bu yardım yataklık örgüt üyeliğine dönüştü. Sonuç itibariyle örgüt üyesi olmak suçundan ceza aldım ve 9,5 yıl Van, Diyarbakır, Adıyaman, Antep ve Bursa gibi çeşitli yerlerde hapis yattım.”

KENDİMLE DE YÜZLEŞİYORUM

2002’de tekrar özgür kalan Solgun, kendi yüzleşmesini de yaşadığını söylüyor, hem de ait olduğu kimliği sebebiyle çektiği sıkıntılara rağmen: “1970’lerin Türkiye’sini düşünün. İlk ve orta öğrenimimi Elazığ gibi, kamplaşmaların en yoğun olduğu, grupların bıçakla kesilmiş gibi birbirinden ayrıldığı bir yerde gördüm. Dersimlisiniz, Kürtsünüz, Alevisiniz, eşittir solcusunuz, komünistsiniz. Yani sizin başka bir tercih yapma şansınız yok. Ve ben anlamam bu işlerden, benden uzak olsun deseniz bile işte ülkücü camiadan size yönelik bakış açısı, katli vacip olan birisiniz.”

Solgun, buna rağmen düşmanlık ve kin beslemediğini söylüyor: “Cumhuriyet tarihine baktığımız zaman, başka bir niyetle okursanız bu tarihi, kin, nefret, düşmanlık uyandıracak çok sayıda şey bulabilirsiniz. Örneğin dediğim gibi ben Dersimliyim. 1938 yılında annemin, babamın, büyüklerimin yaşadığı katliamın hikâyesini dinleyerek büyüdüm. Fakat diyorum ya buradan hareketle başka bir niyetle okursanız siz bu tarihi, düşman olmanız lazım. Ama ben bu topraklardan herhangi bir yere gitmeyi asla düşünmedim. Mutlaka kişi olarak eksiklerim vardı, hatalarım vardı, düşünce yapısı ve pratiğim itibariyle ders çıkardığım sonuçlar oldu. “

Solgun, yüzleşme sonucunda mesela dinin toplum için önemini fark edip, solun dine karşı yanlışlığını anlamış. Hatta Aleviliğe bakış açısını bile değiştirmiş: “Örneğin din. Din halkın afyonudur. Egemen sınıfların insanlarımızı kullanmak için icat ettikleri bir şeydir gibi bir bakış açısı ile baktığınız zaman insanların değer yargılarını hiçe sayan bir insan oluyorsunuz. Bu niyeti kendiniz üretmemiş olmakla beraber böyle bir pratiğiniz oluyor. Alevilik açısından da aynı şey geçerli. Yani ben Alevi bir ailenin çocuğu olmama rağmen kendi ailemin bu yöndeki ritüellerini hep yargılayan, küçümseyen, aşağılayan davranışlarım oldu. Bana belletilen bir şekillenmenin gereği böyle oldu. Bütün bunlar birer yüzleşme ve vicdani muhasebe konusudur benim açımdan.”

BEN DE ‘BAŞÖRTÜSÜ EŞİTTİR İRTİCA, ŞERİAT’DİYE DÜŞÜNÜYORDUM

Bu noktaya durup dururken gelmemiş Solgun: “Örneğin başörtüsü meselesi. Yani işte hem bir Alevi hem bir solcu olarak şu an hâkim olan yargılar nedir? Başörtüsü eşittir irtica, eşittir şeriat, eşittir bunlar iktidara gelince bizi kesecekler falan gibi şeyler. Yani biraz basitleştirerek söylemek gerekirse. Şu andaki hâkim algı budur. Solcu olmak da, Alevi olmak da buna karşı olmayı gerektirir. Eşittir üstüne üstlük Kemalist-laikçi olmanız gerekir. Özel olarak ben bu konuda bir şey yapmış-etmiş değilim ama ben de böyle düşünen bir insan idim. İşte hayat öğretiyor. Ama hayat durduk yerde öğretmiyor. Siz öğrenmeyi bilirseniz.”

Fakat Cafer Solgun, PKK konusunda aynı açık yürekliliği gösteremiyor.

Peki, Türkiye’nin yüzleşme konusunda en büyük engeli ne? Yüzleşme Derneği Başkanı Cafer Solgun’a göre hâkim devlet zihniyeti: “Türkiye’de her şeyin merkezine devlet mantığının getirtilip oturtulmasıdır. Ve bunun yanı sıra Kemalizm ve Atatürkçülüğün her şeyin başı ve sonuymuşçasına bir kült hâline getirilmesidir. Devlet benim hayatımı kolaylaştırması gereken bir şeydir. Fakat Türkiye’de devlet her şeydir. Devletin âli menfaatlerine hizmet etmek Türkiye’de yaşamanın birinci koşulu. O yüzden de Türkiye’nin yüzleşmesini engelleyen en temel yapı, devletin bizatihi kendisidir.”



PKK İLE YÜZLEŞİLECEK Mİ?

PKK yandaşlığı gerekçesiyle yargılanıp hapis yatan Solgun, hayatında yüzleşmenin muhasebesini yaptığını söylüyor; ama…

-Türkiye, PKK konusunda da yüzleşmeli mi? Ne söyleyebilirsiniz bu konuda?

Benim kişiliğim, yaşam hikâyem üzerinden bir haber kurgulamazsanız çok sevinirim.

-Ama sizin hikâyeniz, geldiğiniz noktada ve yaşadığınız coğrafyada sizi önemli bir kimlik hâline getiriyor. Yüzleşme Derneği Başkanı olarak ona dair bir soru sormasam eksik olur yani?

Şöyle söyleyeyim. Türkiye’de bir PKK gerçeği var. Bu, Kürt sorununun ürettiği bir sonuç. Türkiye’nin meseleye böyle bakması gerektiğine inanıyorum. PKK, şu gün kalkıp kendini feshettiğini ilan etsin… İşte bütün taraftarlarını, silahlı militanlarını kendi hâline bıraktığını ilan etsin, Türkiye’de sorun bitmiş olmayacak. Belki üç gün sonra adı başka bir şey fakat Kürt sorunu üzerinden siyaset yaptığını iddia eden başka oluşumlar çıkabilecek.

- Bu, silahlı mücadeleye devam etsin sonucunu çıkarmamalı değil mi?

Yani şu çok yanlış bir ele alış tarzı. Kürt sorunu ayrıdır, PKK sorunu ayrı. İşte Kürt sorunu değil, terör sorunu şeklindeki yaklaşımı kesinlikle doğru bulmuyorum. Türkiye’ye çok şey kaybettirdi meseleye böyle bakmak. Türkiye’nin bir Kürt sorunu var. PKK bu sorunun ürettiği bir sonuçtur. Yani öncelikle bizim yüzleşmemiz gereken, meseleyi tartışırken meseleyi doğru koymak adına kabul etmemiz gereken şey budur. Kürt sorununun çözümü yönünde ciddi bazı adımlar atıldığı müddetçe ne bileyim PKK’nın şu andaki varlığı da herhâlde giderek gereksiz hâle gelecektir.

- Yüzleşme Derneği gibi bir girişimi başlatmış bulunuyorsunuz. Böyle bir süreçten geliyor olmanız önemli. Ve sizin burada bu konuyu da yüzleşilecek sorunlar arasına alabilmeniz çok önemli sonuç da doğurabilir.

Ben bunu yani söylediğim çerçeve içerisinde…

- Fakat o çerçeve içerisinde silah bırakması sorunu çözmez gibi bir şey söylediniz.

Evet. Tam da öyle düşünüyorum. Bırakmak sorunu çözmez derken şiddetin hiçbir türünü tasvip etmiyorum. İnsanların dağa çıkmasını da asla tasvip etmiyorum. Bunun geçerli bir yol olmadığını düşünüyorum. Ve bunu bazı insanların geçerli bir yol olarak düşünmesinin gerekçelerini ortadan kaldırmaktan bahsediyorum.

- Peki PKK-devlet işte Ergenekon bağlantısı çok konuşuluyor.

Efendim MİT’in veya derin devletin kurduğu bir örgüt gibi ele almaya çalışan görüşleri ben çok yersiz buluyorum.

kaynak: AKSYON DERGS ARV | www.aksiyon.biz | Powered by Populer.net DomainSitesi.com Domain Hosting Alan ad
Posting Freak
PKK Üyesi Cafer Solgun ile Yüzleşmek !..
Atatürk'ün resimleri cemevlerinden kalkacak!!! diyen ,Cafer Solgun kimdir denilince aklımıza aşağıdaki tanımın gelmesi gerekiyor ve bunu biz söylemiyoruz,kendisi ifade ediyor..

Yüzleşme Derneği Başkanı Cafer Solgun, 1962 Dersim, yani Tunceli doğumlu. 46 yaşında. Bunun 17,5 yılını hapislerde geçirdi. 12 Eylül öncesi liseli bir genç olarak sol gençlerin yaşadıklarını yaşayıp hapse girdi. 1243 kişinin yargılandığı Dev-Sol ana davasından yargılandı. Yargıtay 2005’te davayı bozunca süreç şimdi tekrar başa döndü.

7,5 yıl yattıktan sonra 1987 ortasında hapisten çıkan Solgun, Yeni Çözüm Dergisi’nin genel yayın yönetmenliğini yaptı. 1993’te bu sefer PKK’lı olmaktan gözaltına alındı: “Yasa dışı bölücü terör örgütüne yardım ve yataklık yapmak suçlaması ile tutuklandım. Fakat tutuklu kaldığım, sayın savcıların iddianameyi hazırladıkları süreç içerisinde bu yardım yataklık örgüt üyeliğine dönüştü. Sonuç itibariyle örgüt üyesi olmak suçundan ceza aldım ve 9,5 yıl Van, Diyarbakır, Adıyaman, Antep ve Bursa gibi çeşitli yerlerde hapis yattım.”

Alevilik inanç ve ibadet yoludur.

Aleviliği Muhammed Ali yolundan uzaklaştırarak bölücü örgüt yolunda

aleviliği kullanmak Aleviliğe büyük zarar verir.

Terör örgütüne mensup bir kişinin Alevilik adına ahkâm kesmesi,Atatürk hakkında menfi karar vermesi doğal.Ama bu insana inanmak hiç te normal birşey değil...




Kelimelerim sistem hatasından yanlış yerden ayrılıyor...

“Çalışmadan, yorulmadan, öğrenmeden rahat yaşama yollarını aramayı itiyat haline getirmiş milletler, evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar.”
[Resim: imza3cp.gif]


Özü bitmiş, gümanı pak olmamış,şeytana tapmış, nefsi çıkarı için arayıpta birşey bulamamış, kuyruk acısı varsa,Derviş Muhammed'in de dediği gibi" bir kılını çektiyse" Zöhre Ana, onu değerlendirmek ister aklısüre.Ehlibeyt'in meyvası bitmez, dalı budağı kurumaz,sen ne kadar kezzap dökersen dök, O'nun Zemzem çeşmesi ALİ'dir

Derviş'in HAK kelamını can kulağıyla dinliyebliyorsan yeter,firdevs bağından bir gül alabiliyor musun,O'nun ibadetine,saldığı yola,yaşatmak istediği güzelliğe canı gönülden yürüyebiliyorsan en büyük mutluluk budur.
(Pir Zöhre Ana)
Posting Freak
PKK Üyesi Cafer Solgun ile Yüzleşmek !..
Cafer Solgun tam olarak ne? Alevi yeziti mi, Atatürk düşmanı mı, Pkk yandaşı mı, akepe yalakası mı?

Bu kadar karışım salatada bile yok....
[Resim: 114ld.jpg]



Ben göremem daha uzun boyunu
Ahret derler kısaltamam yolunu
Bugün Sahı Merdan sarsın oglunu
Yetis Ya Üseyin baban gidiyo
Posting Freak
PKK Üyesi Cafer Solgun ile Yüzleşmek !..
KibriyasınÜseyin yazdı:Cafer Solgun tam olarak ne? Alevi yeziti mi, Atatürk düşmanı mı, Pkk yandaşı mı, akepe yalakası mı?

Bu kadar karışım salatada bile yok....

Kısaca ATEIST
[COLOR="Green"][SIZE="5"]
Atatürk dediler adıma benim
İkrarımı verdim Ali’dir Pirim
Mürşidim Zöhre Ana posta vekilim
Latince yazısını dilden dökerim

Çanakkale içinde aynalı çarşı
Askerimi düzdüm Yunan’a karşı
Üseyin kafası mızrakta başı
Deniz kenarında Mehdi duacı

BİLDİREN ; PİR ZÖHRE ANA
[/COLOR]
Junior Member
PKK Üyesi Cafer Solgun ile Yüzleşmek !..
Cefer Solgun Fethullahın yayınevinden maaş alan bir maşadır. Birilerinin kullandığı b uzevat bir zamanlar hızlı bir komünist olmasına rağmen her halde hidayete erdi ve birdenbire Alevi olup Allah'ı tanıdı. Alevilik ne çektiyse bu Alevi görünümlü komünistlerden çekti. Bunlar kendi siyasi görüşlerini Alevilik kisvesi altında yaydığı için herkes Aleviliği Allahsız, dinsiz, ahlaksız olarak algılamaya başladı.
Kuyruk acısı dedikleri bu olsa gerek. Başlarına gelen her şeyin sroumlusu olarak Yürce Türk Atatürk'ü gösteriyorlar. Aleviler Cafer Solgun gibi kürtçü bölücülerin oyununa gelmedi gelmecekte. İndirebiliyorlarsa indirsinler.
Senior Member
PKK Üyesi Cafer Solgun ile Yüzleşmek !..
sen kendi gecmisini sorgula kendinle yuzles.eger yuzlesecek bir yuzun varsa senin ne oldugun belli. lutfen alevi kimligini kullanma alevi anne babadan gelen herkes alevi olamiyor maalesef onemli olan yolunu surebilmekdir ve buda senin gibi ateistte olmadigina gore... bu adam bir alevi otoritesi degildir.aleviler adina konusamaz

ATAMIZIN dusman elinden kurtardigi ve sehit kanlari ile sulandigi bu topraklar artik masa basinda ecnebilere geciyor yavas yavas.devletin butun kurumlari yabanci sermayenin elindedir.saglik ve egitim sistemi ortada. bunlari konusup tartisacak cesaretin varmi onu solye..yok tabiiki iktidar yalakalarinin boyle bir cesareti olamaz..artik gelecegimizden endiseliyiz.boyle giderse onumundeki gunler cok karanlik olabilir. bu konuda bir yuzlesmen varmi sen onu soyle .eger yoksa ozaman kapa ceneni.gecmisi isitip onumuze koymaktan vaz gec kimse sandiginiz gibi aptal degil. sadece cahil insanlarin kafasini karistiriyorsunuz..yani soylediklerinize kimse itibar etmez. itibar alip itibar veriyorsunuzda sin once kendi itibariniz varmi bir bakin...

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Pir Zöhre Ana Forum sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.