Sivas Valisi Alim Barut, iki göstericinin isminin Madımak’taki Anı Köşesi'nden silinmesi isteğini Anzakları örnek göstererek reddetti. ’Bağrınıza basın’ dedi.

Cumhuriyet Gazetesi'nden Alican Uludağ'ın haberine göre, Madımak’taki Anı Köşesi’ne isimleri yazılan göstericiler, Ahmet Alan ve Hakan Türkgil’in isimlerinin kaldırılmasını isteyen Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Feyzioğlu’nun başvurusuna yanıt veren Sivas Valisi Alim Barut, tartışma yaratacak ifadelerle uygulamayı savundu.

Adı geçen göstericilerin de 2 Temmuz 1993’teki katliamda canlarını kaybettiğini savunan Barut, ’Sivas Valiliği’nin, ölenlerin sağlıklarında nerede olduklarını tespit edip tasnife tabi tutup, sınıflandırmak gibi bir tasarrufu, amacı ve görevi olamaz’ dedi. Katledilen 35 kişiyle birlikte yazılan iki göstericiye sahip çıkan ve olayları ’savaş’a benzeten Sivas Valisi Alim Barut, Atatürk’ün Anzaklar için kullandığı sözü örnek gösterdi, ’Milletimiz savaş meydanında ölen düşman için bile acısına tuz basıp, bağrına taş bağlayarak arkasından konuşmaz’ dedi. ’Valiliğin yanıtı, Almanya’nın Türklerin öldürüldüğü Solingen katliamı için diktiği anıtın altına neo Nazi çetelerinin isimlerini yazması gibi bir şeydir’ diyen Feyzioğlu ise valiliğin ret kararına karşı dava açtı.

"Dünyada yargılanamaz"
Kaybedilen canların tamamıyla kendi canları olduklarını savunan Barut, ’Ölüm, muhakeme ve buna ilişkin işlemleri durdurur. Hiç kimse öldükten sonra sağlığındaki fiili sebebiyle suçlanamaz, hakkında hüküm tesis edilemez. Katilin dini, mezhebi ve milliyeti olamaz. Katil katildir. Maktul de artık huzuru ilahiyededir ve dünyada yargılanamaz’ ifadelerini kullanarak, isimlerin çıkarılması talebini reddetti.

İsimlerin kaldırılması talebiyle, Sivas İdare Mahkemesi’ne valilik aleyhinde dava açan Feyzioğlu, dilekçesinde ’Nasıl ki 5 yurttaşımızın hayatını kaybettiği Solingen katliamı nedeniyle faşist Naziler anılmıyor, bırakın anılmayı lanetleniyorsa; Sivas katliamı nedeniyle de göstericiler anılmaz’ dedi. Feyzioğlu, valiliğin bu uygulamasıyla toplumun huzurunu gözetmeyerek, adalet anlayışı ile hareket etmediğini ve insan haklarına saygılı davranmadığını ifade etti.

TBB’nin çağrısıyla arasında Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nin bulunduğu Alevi örgütleri de davaya müdahil olacak ve tüm Alevi yurttaşlara da davaya müdahil olmaları için duyuru yapılacak.

soL Haber Portalı | güne soL'dan bakın

En ufak bir gösteride Alevi oldukları için gösteri yapan çocukları öldürün. Hiç acımayın...

Kendi katil itleriniz insanları diri diri yaktığında ise ses etmeyip birden melek kesilin. Yok ölmüşler de. Yok sorgulanamazlarmış da.Yemezler...

O gün insanlar diri diri yakılırken o kalabalığın içerisinde ne işleri vardı. Onu söylesene...

Anzak meselesine gelince savaş olayı ile katliam gibi cinayeti birbirine karıştırmamak lazım. Onlar asker. Sizinkiler katil. Onlar bize göre yanlış da olsa kendilerince haklı olarak ülkeleri gönderdiği için gelip orda savaşmışlar. Sizin itleriniz ise kahpece kendi ülkesinin güzel insanlarını hiç acımadan hayvansal içgüdülerle kudurmuş bir şekilde diri diri yakmışlardır. Aradaki bu farkı iyi görmek lazım...

İlla da bu kadar acıyorsan, isimlerinin anılmasını istiyorsan, götür o isimleri kendi evinin yatak odasının duvarına as. Orda her gece anarsınız...

Herkese kucak açma moduna girmişsiniz ama o ateş sizin kucağınıza düşeydi bağra basmak neymiş o zaman görürdünüz.

Devletin değil de milletin valisi olup insan yakanlara taraf olmasaydınız, her vicdan sahibi birey gibi zalim ile mazlumun yan yana olamayacağını da bilirdiniz..

Madem katillere kucak açacaksınız, bağrınıza basacaksınız mesela silahsız Filistinli çocukları öldüren İsrail'li komandolara da kucağınızı açın da toplum "hoşgörü, insanlık" görsün !..

Bunu da basın duyurusu olarak duyurun bakalım cumhurbaşkanın bunu izleyince seni orada bir dakika tutacak mı?

El-vicdan sayın Vali... Sizin gibi düşünmeyen bir grup çıksa ve sizin de çocuğunuzun içinde olduğu bir yapıyı yaksa ve çocuğunuz içeride hunharca katledilse ne hissedersiniz ?.. O zaman çocuklarınızın katillerini bağrınıza basabilecek misiniz?

Allah'ın adaletinden şüpheniz mi var sizin?
O, günü geldiğinde kendine inanmayaların hakkından gelmez mi sanırsınız?
Allah yaratmaya layık görmüş yaratmışken O yüce varlığın yarattığı bir canlıyı öldürme hakkını size kim veriyor ? Kendisi gibi düşünmeyenlere değer vermeyenler ancak Putperestlerdir !..

Şu yazıyı okuyunca umarım ne demek istediğimi anlarsınız !

]Din bilginleri ve Ferisiler, zina ederken yakalanmış bir kadını Hz. İsa’ya getirirler. Suçlu kadını orta yere çıkararak Hz. İsa’ya, ’Muallim, bu kadın tam zina ederken yakalandı’ der ve cezalandırılması için bir de gerekçe öne sürerler: ’Musa, Yasa’da bize böyle kadınların taşlanmasını buyurdu, sen ne dersin?’ Belli ki beş Ulul-Azm peygamberden biri olan Hz. İsa’yı diğer bir Ulul-Azm peygamber olan Hz. Musa ile karşı karşıya getirerek zor durumda bırakmak istiyorlardı. Kendilerini dönemin seçkin din sınıfı olarak görenler Hz. İsa’ya bir nevi ’din baskısı’ uygulayarak arzuladıkları kararı vermeye zorluyorlardı. Hz. İsa’nın verdiği cevap, İncil’i çok ayrıntılı bilmesek de, Türkçemize giren bir cümle: ’Aranızda günahsız olan, ona ilk taşı atsın!’

Madımak oteline verdiğiniz ateşle, insanları diri diri yakmayı ve acılar içinde yok etmeyi düşünen Elleri kan içinde olan katiller söyleyin bakalım hanginiz günahsızdı ?

[COLOR=#4C4C4C]Din adına başkalarını dinsiz, inançsız, kafir ilan itham etme hakkını kendilerinde bulanlar; Din, sadece başkalarının ahlaksızlıklarını , günahlarını ortaya dökmek için kullanıldığında din olmuyor !..

Bizim dinimiz insan öldürmeyi yasaklamıştır...