You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

Üç Alevi köyünün öyküsü

Üç Alevi köyünün öyküsü

Administrator
Üç Alevi köyünün öyküsü
]Üç Alevi köyünün öyküsü

]Zonguldak’taki üç Alevi köyünün öyküsünü anlatan kitabın tanıtım ve imza günü yapıldı

Zonguldak ve çevresinde hâlâ asimile olmamış üç Alevi köyünün öyküsünü anlatan ’Zamanda Yolculuk’ kitabının imza gününde konuşan Kenanoğlu, dedelerinin Gümüşhane Kürtün’den Ordu Mesudiye’ye, oradan da Gümeli’ye gelerek bu köyleri oluşturduğunu söyledi.

Almanya’da göçmen işçi olarak çalışan Cemal Kenanoğlu Zonguldak ve çevresinde asimile olmadan hâlâ varlığını sürdürebilmiş son Alevi köyleri olan Gümeli, Akköy ve Karakavuz’un tarihteki yolculuğunu araştırdı. Kenanoğlu’nun elde ettiği bilgilerden oluşturduğu ’Zamanda Yolculuk" adlı kitabın tanıtım ve imza günü, TMMOB Maden Mühendisleri Odası Lokali’nde, geçtiğimiz cumartesi günü yapıldı. Zonguldak Kültür ve Eğitim Vakfı (ZOKEV) ile Alevi Kültür ve Yardımlaşma Derneği Zonguldak Şubesi’nin birlikte düzenlediği etkinliğe, CHP Merkez İlçe Başkanı Ebru Uzun ve yönetim kurulu üyelerinin yanı sıra, ZOKEV ve Alevi örgütlerinin üyeleri katıldı. Söyleşinin sunum konuşmasını yapan ZOKEV Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Öztürk, bu çalışmanın kentin kültürel yaşamı için son derece önemli olduğunu söyledi. Alevi kültürü ve inancıyla ilgili daha önceleri az sayıda da olsa kimi toplantıların yapıldığını söyleyen Öztürk, ’Ancak Zonguldak ve çevresinde varlığını sürdüren Alevi köyleriyle ilgili ilk kez böyle bir buluşma gerçekleşiyor. Bir kültürler mozaiği olan ve ülkenin dört bir yanından gelen insanlarca oluşturulan Zonguldak’ın bambaşka bir rengiyle tanışacağız bu akşam. Alevi kültürü, ülkemiz için çok değerli. Dinsel bağnazlığın dört bir yanı sardığı ülkemizde, şayet insanlar birbiriyle barış içinde yan yana yaşama iradesini hâlâ gösteriyorsa bu ülkemizde önemli bir sayısal çoğunluğa sahip olan Alevilerin sahip oldukları hoşgörülü kültür ve barışa duydukları büyük saygıdan dolayıdır’ dedi.

TÜRKİYE’DE HER GÜN KERBELA YAŞANIYOR
Yaşamını kendi kültürlerini ve tarihlerini araştırmaya vakfettiğini açıklayarak sözlerine başlayan Kenanoğlu, ’Türkiye’nin şu andaki durumunda, keyifli bir sohbet yapabilecek miyiz bilmiyorum. Türkiye’de her gün Sivas yaşanıyor, her gün Kerbela yaşanıyor, her gün Maraş yaşanıyor. Yarın da Maraş olaylarının yıldönümü. Hala böyle olayların yaşanıyor olması utanç vericidir. Avrupa’da Sivas olaylarının olduğu sırada beş kişi bir kundaklama sonucu hayatını kaybetti. O cenaze törenine Türkiye’den temsilciler gönderen hükümet Sivas’a gitmedi. Bu bir insanlık ayıbıdır. Avrupa’da yaşadığım için referans olarak Avrupa’yı aldım. Oralarda her köyün bir kütüphanesi var. Kütüphanede aynı zamanda köyün kayıtları da var. Dolayısıyla kimse yaşadığı kültüre, kendine yabancı kalmıyor. Buradan hareketle kendi köyümde de böyle bir kütüphane kurmaya karar verdim. En büyük desteğini eşimden aldığım kütüphaneyi önümüzdeki günlerde açacağız’ dedi.

SÜMERLER’DEN ŞAMANLIĞA KADAR TÜM KÜLTÜRLERDEN İZ VAR
Aleviliğin tarihsel geçmişini de anlatan Kenanoğlu, ’Horasan’dan, Ahmet Yesevi tarafındaniyi bir şekilde eğitilip özel olarak Anadolu’ya gönderilen Hacı Bektaşi Veli yoksulluklara ve padişah zulmüne dayanamayan Anadolu halklarının kurtuluş önderi oluyor. 1071 yılında vefatından sonra 1540’da Balım Sultan tarafından doldurulana kadardergah boş kalıyor. Ondan sonra Baba İshak’tan, Baba İlyas’a, oradan Şahkulu’na kadar pek çok isyan yaşanıyor. Alevi kültürü içinde Sümerler’den şamanlığa kadar Anadolu’nun tüm kültürlerinin izleri var. Kızılbaşlık, Alevilik, Bektaşilik üçü de aynı şeydir, Bektaşilik Aleviliğin son halkasıdır. Alevi dergâhları tümüyle Anadolu’da sürüp giden savaşların durdurulması amacıyla kurulmuştur. Alevilik hiçbir zaman iktidara boyun eğmemiştir. O yüzden cumhuriyet dönemi dahil tarihin her döneminde zulüm görmüşlerdir. Her zaman ibadetlerini gizli yapmak zorunda kalan Aleviler, kültürlerini korumak, asimile olmamak için yoğun çaba sarf etmiştir. Tanıdığım Çorumlu bir Alevi, ’Biz cemlerimizi hep ahırlarda yaptık’ dedi. Ne yazık ki tarihin hiçbir döneminde Aleviler vatandaş yerine konmamış, inançlarınıözgürce yaşamaları hep engellenmiştir’ diyerek sözlerini sürdürdü.

1960’LARA KADAR TOPLUMDAN UZAK YAŞADIK
Dedelerinin 1877’de yapılan ve tarihe ’93 Harbi’ olarak geçen savaş sırasında Mesudiye’den geldiğini anlatan Kenanoğlu, ’Dedelerimiz savaşın getirdiği yoksulluk, ağa baskısı, kuzeyden Gürcülerin taarruzları ve halkın kendi arasında anlaşmazlığa düşmesi nedeniyle topraklarını terk etmek zorunda kalmış. Ereğli’de bulunan sahilde yaşamını sürdüren Rumlar, ilkin kendi hemşerilerini buraya davet etmiş. Zengin orman varlığı nedneiyle burada yeni bir yaşam kurabileceklerini söylemiş. Bunun üzerine önce Mesudiye’de yaşayan Rumlar Gümeli’ye gelmiş. Burada ahşap işçiliğiyle yaşamlarını kazanırken, komşuları olan Alevileri de davet etmiş. Bir kısım Alevi Mesudiye’den, bir kısmı da Kürtün’den kalkarak buraya yerleşmiş. Daha sonra mübadele ile Rumlar Karakavuz Köyü’nden Yunanistan’a gönderilmiş. Oradan gelen Türkleri de buraya yerleştirmişler. Anca onlar kısa sürede Karakavuz’u terk etmiş. Ereğli’nin en uzak beldesi olan Gümeli’de yaşayan Aleviler, asimile olmamak için yoğun çaba sarf etmiş. Ordu’dan gelirken yanlarında dedelerini de getirmişler. Bir ölçüde de olsa ibadetlerini yapmışlar ama sürekli kapıda nöbetçi bulundurarak kendilerini korumaya çalışmışlar. 1960’lara kadar kapalı bir toplum yaşamlarını sürdürürken Erdemir’in açılmasıyla çalışmak için kente inmeye başlamışlar. Dedelerimiz Mükellefiyet zamanı mükellef olmuş, bir kısmı ocaklarda da çalışmış ama 60’lara kadar pek toplum içine çıkmamış. Ta ki o zamandan sonra bir parça da olsa toplumun diğer kesimleriyle ilişki geliştirmeye başlamış. Bugün üç köydeki gençlerin yüzde yetmişi yüksekokul mezundur. Aralarında lise mezunu olmayan yoktur’ dedi. Kenanoğlu daha sonra bağlamanın Alevilik’teki yerini anlatarak sözlerini tamamladı. Soru cevap bölümünden sonra, kitapların imzalanmasıyla etkinlik sona erdi.

(EDA KAVTELEK)
]

Üç Alevi köyünün öyküsü
[FONT=verdana][FONT=verdana]][Resim: 4.jpg]
[FONT=verdana][FONT=verdana]]BENİM KÖYÜM

[FONT=verdana][FONT=verdana]] Baharda şenlenir bağı, bahçesi
[FONT=verdana][FONT=verdana]] Kokusu başkadır benim köyümün
[FONT=verdana][FONT=verdana]] Unutturur adama gamı, kederi
[FONT=verdana][FONT=verdana]] Havası başkadır benim köyümün
[FONT=verdana][FONT=verdana]] XXX
[FONT=verdana][FONT=verdana]] Akşam olur herkes döner evine
[FONT=verdana][FONT=verdana]] Can kurban inan ki benim köyüme
[FONT=verdana][FONT=verdana]] Gülabi'nin torunları derler bizlere
[FONT=verdana][FONT=verdana]] Özü başkadır benim köyümün
[FONT=verdana][FONT=verdana]] XXX
[FONT=verdana][FONT=verdana]] Yeşil yeşil meşeleri var dağında
[FONT=verdana][FONT=verdana]] Meyve ağaçları çiçek açar bağında
[FONT=verdana][FONT=verdana]] Her çeşit otlar yeşerir toprağında
[FONT=verdana][FONT=verdana]] Yeşili başkadır benim köyümün
[FONT=verdana][FONT=verdana]] XXX
[FONT=verdana][FONT=verdana]] Köyümün kenarından akar çayı
[FONT=verdana][FONT=verdana]] Kıvrım kıvrım dolanır sular tarlayı
[FONT=verdana][FONT=verdana]] Unuttum sanma orda olmayı
[FONT=verdana][FONT=verdana]] Dostluğu başkadır benim köyümün
[FONT=verdana][FONT=verdana]] XXX
[FONT=verdana][FONT=verdana]] Yaz gelince çıkarlar yaylaya
[FONT=verdana][FONT=verdana]] Gurbetçiler hasretle döner sılaya
[FONT=verdana][FONT=verdana]] Benden selam olsun Aziz Ağa'ya
[FONT=verdana][FONT=verdana]] Sevgisi başkadır benim köyümün

[FONT=verdana][FONT=verdana]İbrahim SEVİNDİK
ELİNE, BELİNDE, DİLİNE SAHİP OL

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Pir Zöhre Ana Forum sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.