wardom.com.tr sitesinde Pir ZÖhre Ana'nın CHP'ye katılması ile ilgili açılmış olan konu ile ilgili bazı mesajlar aşağıdadır.
Sitenin kuralları gereği 250 mesajın altında mesajı olan üyeler konuya mesaj yazamamaktadır.
Bu yüzden yazmış olduğum cevap gösterilememiştir.
Sitedeki arkadaşlara burdan cevap vermeyi uygun buldum.
Lütfen uslubumuza dikkat edelim.
Alıntı:
Arkadaşlar bu hanımın kim olduğunu bilen varmı?
Üfürükçülükten yargılanıyormuş.
Fakat Chp ye katılıyor hemde Kemal Kılıçdaroğlunun bizzat rozet takmasıyla.
Sitesine baktım şöyle yazıyor:
Yaşayan tek alevi piri Zöhre Ana.
Süheyla Gülen (Zöhre Ana), 15 Haziran 1957 yılında Yozgat merkeze bağlı Köçekkömü Köyünde dünyaya geldi. Baba adı İsmail, anne adı Yeter. 1974 yılında evlendi. Bu evlilikten Gazi ve Selver isminde iki çocuğu oldu. Herkes gibi normal bir yaşam sürerken 10 Kasım 1982 yılında, saat 05:30 civarında kendisine batın aleminden gelen bir evliya (Yusuf-u Ziya, bilinen adı Gül Baba) tarafından Zöhre Ana ismi bildirildi. Bu tarihten sonra Zöhre Ana olarak tanınan Süheyla Gülen, kendisine ziyarete gelen insanlara bilgi vermesinin yanısıra,] şifa da vermeye başladı.
Bir evliya olarak inanılan Zöhre Ana pek çok konuda insanlara bilgi verirken, tıpta çaresi olan ya da olmayan bir çok hastalığa derman bulabilmek için insanlar Zöhre Ana’ya başvurmaktalar. Bu hastalıklar arasınsa, sara, sedef, kanser, sinir, felç, şeker, böbrek hastaları ile kısır teşhisi konmuş çiftlerin çocuk istekleri öne çıkıyor. ]Üniversite sınavlarına ya da iş sınavlarına gireceklerin kalemlerine el sürdürmelerini de unutmamak gerekiyor.
Alıntı: Toptan kalem yollayalım hatuna şöyle bi 30.000 tane filan, internetten satarız. :O ?
Belkide sürdürme bahanesiyle yanlarına gitmelerinin başka bir sebebi vardır
Alıntı: Süheyla Gülen (Zöhre Ana), 15 Haziran 1957 yılında Yozgat merkeze bağlı Köçekkömü Köyünde dünyaya geldi. Baba adı İsmail, anne adı Yeter. 1974 yılında evlendi. Bu evlilikten Gazi ve Selver isminde iki çocuğu oldu. Herkes gibi normal bir yaşam sürerken 10 Kasım 1982 yılında, saat 05:30 civarında kendisine batın aleminden gelen bir evliya (Yusuf-u Ziya, bilinen adı Gül Baba) tarafından Zöhre Ana ismi bildirildi. Bu tarihten sonra Zöhre Ana olarak tanınan Süheyla Gülen, kendisine ziyarete gelen insanlara bilgi vermesinin yanısıra, şifa da vermeye başladı.
Bir evliya olarak inanılan Zöhre Ana, Alevi inancından gelmesine karşın, verdiği dini bilgiler bu günkü alevilerin inançlarıyla farklılık göstermekte, sünni inanışın bilgilerinide alt üst etmektedir. Bunlara bir örnek vermek gerekirse; Alevi inancında Hz Muhammed ile Hz Ali’nin müsahip (Yol kardeşliği. Sonradan olunmuş inanç kardeşi.) olduğu bilinir. Oysaki Zöhre Ana, “Hz Muhammed ve Hz Ali yol kardeşi değildir, onların dedeleri müsahip olmuştur”, der. Ayrıca tarihi kaynaklarda, amca çocuğu oldukları yazarken, Zöhre Ana, Hz Muhammed ve Hz Ali hala-dayı çocuklarıdır diye bilgi vermektedir. Alevilikte musahip kardeşlerin çocukları bile birbiri ile evlendirilmez günah kabul edilirken, Hz Muhammed’in musahip kardeşine kendi kızını vermiş olması mümkün görülmemektedir . Bir başka örnek ise hem alevi hem de sünni inancı ilgilendirmekte dir. Tarihlerin değiştirilmiş olduğu ve insanların asırlardır yanıltıldığıdır . Tarihte hiç bir olayın gününün değiştirilemiye ceğini savunan Zöhre Ana, Hicri takvime göre yapılan ibadet ya da benzeri eylemlerin gerçek tarihleri dışında yapılmakta olduğunu bildirmektedir. Mesela Kerbela’da, Halife Yezid’in emriyle başı kesilen Hz Muhammed’in torunu İmam Hüseyin için, Muharrem ayında tutulan yasın gerçek tarihinin, 4 Mart ve 15 Mart arasında tutulması gerektiğini, Hz Hüseyin’in 15 Mart’a kadar eziyet ve işkence gördüğünü ve 15 Mart günü ise başının ensesinden kesilerek şehit edildiğini ve kesik başının yerlerde tekmelendiğini söylemektedir. Bu ve daha pek çok konuda insanlara bilgi verirken, tıpta çaresi olan ya da olmayan bir çok hastalığa derman bulabilmek için insanlar Zöhre Ana’ya başvurmaktalar. Bu hastalıklar arasınsa, sara, sedef, kanser, sinir, felç, şeker, böbrek hastaları ile kısır teşhisi konmuş çiftlerin çocuk istekleri öne çıkıyor. Üniversite sınavlarına ya da iş sınavlarına gireceklerin kalemlerine el sürdürmelerini de unutmamak gerekiyor. Tüm bunların karşılığı olarak Zöhre Ana, gelen ziyaretçilerind en bir şey talep ediyor mu diye sorarsak, görünen açıkça şu dur; Hayır bu güne kadar hiç kimseden hiç bir şey almadığı bir gerçektir. Aldı ya da alıyor diyen insanlar yok mu? Evet tek tük te olsa bunlarlada karşılaşıyorsun uz. Ancak bunların gerçek dışı iddialar olduğu da çok geçmeden anlaşılıyor. Muska, tılsım, büyü, fal, gibi olaylara karşı olan Zöhre Ana, Musfa Kemal’in aslında Hacı Bektaşi Veli’nin bir yaşamı olduğunuda söylemekte. Zöhre Ana’nın bir de edebi yönü var ki, söylediği deyişlere yetişmek mümkün değil. Kesinlikle din, dil, ırk ayrımına karşı duran Zöhre Ana’nın kişiliği, dergah binasının duvarına asılı şu sözlerle daha iyi anlaşılacaktır.“
Tamamını verelim ki insanlar tek taraflı okumasınlar yazıyı.
yukarda yazılanlar bir makaledir yani makaleyi yazan kişinin izlenimidir.
her izlenim doğru olmadığı gibi hepsi baştan sona yanlış da diyemeyiz.
Fakat fuuş yapan hacılar hocalar varken, niye birinin bir başkası için dua etmesi insanların gücüne gidiyor onu da anlamış değilim..
Not : benim hacıya hocaya inanmadığımı cümle alem bilir.. Önemli olan kendi tarafınızdan baktığınız gibi karşı taraftanda bakmanızdır olaylara. yani camideki hocaya ses çıkarmazken burda başka bi dini inancın temsilcisine ses çıkarmak çok da dürüstçe bişey değildir.
yoksa kimse kimsenin inandığına inanmak zorunda değl
Alıntı: Kılıçdaroğlu, en başından beri yanlış iş yapıyor.
Ben, ne pkk ya şirin görünmeye çalışan,
ne dincilere sempatik görünmeye çalışan bir Kılıçdaroğlu'na oy vermem.
Aslı varken çakmasına kim oy verir?
Alıntı:
[B]1-O yazı başkasının olmasına rağmen Zöhre ana kendi sitesinde, kendini reklam eden yazılar listesinde yayınlıyor.Kabul etmese kendi sitesinde yayınlamaya devam edermi?
2-Kılıçdaroğlu değilde Tayyip böyle bir kişiye(sitesinde açık açık şifa kaynağı, iş başvuruları vs ) diyen birine rozet taksaydı aynı durumu ifade ederdim.
Beni sorguluyorsun ama bu hanım hakkında hiç bir şey söylemiyorsun.
Üstelik bir şey de demedik (yaşayan tek alevi piri) hanımefendiye.(Üzüldüm yani tek kişi olmasına)
Sence kerameti doğrumu bu hanımın.
Şifa verebilirmi.?
Kansere, felce iyi gelebilirmi ?
El sürünce kalem doğru seçeneği işaretleyebilir mi?
Alıntı: üsluplara dikkat edin.
Bayram boyunca 40 kişiyi bulamadığıma üzülüyordum,
Adam sayısı çoğaldıkça sorunlar da çoğalmazsa iyi olur.
intelligence isimli arkadaş siteden alıntılarını örneklerse,
denizkılıç üslubuna dikkat ederse,
yarın yine tek parça olarak bıraktığımız yerden devam ederiz.
Saygılar.
Alıntı:uslubumu düzelterek cevap vereyim .
Sorduğun iki soruya da cevap erıyosan üstteki yazdıklarımı tekrar okumalısın.
Cümle alem bilir BEN HACIYA HOCAYA İNANMAM.
ilk çağdan bu zamana , böyle yetileri olan insanların varlığına inanmadım , asla da inanmam.
Önemli olan insanların inançlarına gösterilen saygıysa onu gösteririrm.
MEsela camideki bi hoca bana göre yalan söylüyor olabilir , ama ona yalan söylüyor demem.
Din adamı eleştirilmez, en azından kibarlıkolsun diye yapılmaz bu işlem.
Yani senin dininin insanına yapmam ben bunu, hoş bişey olmadığı için yapmam, eleştrilcek yönleri olmadığı için değil.
haa sen yaparsın o da ayrı konu..
Alıntı: Modern tıp ve tedavi yöntemlerinin yetersiz kaldığı ve hastaların çaresiz kaldığı durumlarda insanlar alternatif tıp ve hacı-hoca tedavilerine başvurabiliyorlar..
Kaynak: [COLOR=#000020]Wardom [COLOR=#000020]http://www.wardom.com.tr/showthread.php?t=511104
Allah kimseye dermansız dert vermesin ama illaki çoğumuzun ailesinde veya yakınlarında bu tarz olaylarla karşılaşan veya duyan birçok arkadaşımız vardır..
Ben inanmam bu tarz hac-hoca-üfürük işlerine ama birkaç kez şahit oldum; örneğin yiğenimin ellerinde siğiller vardı, yaktılar, ilaç kullandılar, hastane hastane dolaştılar her seferinde tekrarladı. Bir gün komşumuz birisini önerdi, bu kişi Zöhre Ana değil bir hacı veya hoca yani erkekti ve gittiler, birşeyler yapmış okumuş üflemiş ve 2-3 gün içerisinde ellerinde bir tane siğil kalmadı ve tekrarlamadı. Ben halen inanmam ama bizzat şahit oldum
Tıpta halen tedavisi olmayan veya doktorların bundan elimizden birşey gelmez dediği gibi durumlarda insanlar son umut olarak bu tarz kişilere yönlenebiliyor..
Zöhre Ana'da bu tarz kişilerden.. Tedavi şekli nasıl bilmiyorum ama insanlarda psikolojik olarak etki yaptığını sanıyorum..
Chp'ye üye olmuş.. Rozetini de bilmem ne ilçe örgütü başkanı takmayacağından, ya parti başkanı takar yada partide belli bir konumda olan kişi takar, bunda büyütülecek, olayları dini boyutlara yönlendirecek, inançları siyasete alet edecek bir durum yok..
Alıntı:Orda verdiğim misaldi tabiyki oy yönünden olmuştur, ama doğru bulmuyorum.
Din eğer siyasete alet edilirse siyasetin yada siyasilerin yaptığı her hata dine mal edilir. Bunun da en fazla zararını dindar insanlar görür.
Ben Erdoğanın politikasını seviyorum ama oda insan hata yapabilir ve yapıtğıda oluyor; Sonra ne oluyor yaptığı hata, bazılarının ağzında dolanıp "Dinci,Dini kullanıyor" vs gibi yorumlar çıkar.
İktidarın yada muhalefet tarafından yapılan politik hatalar asla bir dine yada Düşünce akımına zarar vermemeli bunun için ne Dinin ne Atatürk'ün nede Milliyetçiliğin
hiç bir partinin tekelinde olmadığını anlayıp ona göre hareket etmek lazım.
Laikliği o yüzden gerekli buluyorum, aynı şekilde Atatürk yada Milliyetçilik gibi milli unsurlarında partilerin kullanımından çıkması gerektiğini savunuyorum.
Alıntı: chp yi belli bi kesim ayakta tutuyor onlarda olmasa ne olcahı belli o kesimde kendını biliyor zaten resimdede temsil etmeye calışılmış atatürkün yanına hz ali nin resmi konarak chp o kesimi her zamanki gibi senelerdir kullanmaya devam ediyor hz alide hz muhammedde bizdendir chp akp ye sen dini kullanıyorsun derken o resimde ne halt yedihini zannediyor ? chp ne atatürkle nede başka bişiyle alakası olan bi parti olduhuna sonsuza kadar ınanmıyorum chp ceplerin cepcilerin partisidir belediyede işe girmek için oy atılan bi partidir kimse bunların aksini idda etmesin görüyorum yasıyorum duyuyorum
Alıntı:İnanç Allah ile kul arasındadır.
Allah ile kul arasına girilmez.
Ameller inançlar allah ile kulu arasındadır vs.
Bu ve benzeri klasikleşmiş söylemler tamamen yanlıştır. Tüm ilahi din ve düzenlerde kurallar,emirler şahi-özel değildir.
Allah mesajlarının tüm insanlara duyurulmasını,davet edilmelerini,bu görevlerin yapılmasını engelleyenlerle mücadele edilmesini buyuruyor
Bütün insanlığı hikmetle ve güzel öğütle Rabb’inin yoluna çağır ve onlarla en güzel, en inandırıcı yöntemlerle tartış (Nahl,16:125)
Demem o ki arkadaşım her inanan anasından,babasından,kardeşinden,eşinden,dostundan ,tanıdığı herkezden Allah indinde sorumlu.
Alıntı: Konuda yorum atan arkadaşların tüm yazılarını okudum. Öyle yorumlar yapılmış ki her biri ayrı bir konu olur. Aslında konu gereği yazmak istemiyordum insanların kırılıp darılabileceği bir konu. İnsanları kırmak da istemem. Ben kendi düşüncelerimi yumuşak biçimde yazmaya çalışacağım. Ne kadar becerebilirsek tabiki.
Şu hususu en başta belirtim. Kılıçdaroğlu geldikten sonra şahsım CHP'nin nasıl bir duruş içinde olduğunu hala anlamış değil. Bana ılıman ÖDP gibi geliyor. Ben bazı şeyleri (düşüncelerimi) toplum içinde rahatlıkla bazen anlatmam. Çünkü; yanlış anlaşılır endişesi taşırım. Bunlardan birisi mesela şekilcilik yönündeki olan hadiselerdir. Bu konuda da Hz. Ali ile Gazi Mustafa Kemal'i aynı karede göstermek çok büyük yanlıştır. Bu durum ne Hz. Ali'den, ne de Başkomutanla ilgili bir sıkıntı duyduğumdan dolayı değildir. Minnetle andığım insanlardan sıkıntı duymak da ne demektir zaten. Ama bu iki yüksek insan farklı kategoride insanlardır. Biri din üzerine ve eşsiz insan Peygamberimizin arkadaşı olup 4 büyük halifeden biridir. Diğeri bizim varlığımıza ön ayak olmuş, hem büyük komutan hem de siyasi devrimleri ile tanınan insandır. Hz. Ali'nini yanına Hz. Ömer'i koy tamam. Atatürk'ün yanına Fevzi Çakmak'ı koy, Fatih Sultan Mehmet'i koy eyvallah.
Daha da ileri gidim. Türk bayrağı içinde Atatürk'ün resim edilmesinede karşıyım. Benim kendi odamda cam çerçeve içinde Türk bayrağı her zaman duvarda asılıdır yanında da Başkomutan Gazi Mustafa Kemal'in resmi vardır. Türk bayrağının içine her hangibir ekleme yapılmasına karşıyım. Bu önceden yoktu son yıllarda çıktı. Biraz daha ileri gidim ben 10 Kasım'da bayrağımızın yarıya indirilmesinede karşıyım dostlarım. Bayrağımız inmesin diye bu uğurda hayatını adamış hatta bu uğurda Gazi olmuş büyük komutan Gazi Mustafa Kemal olsaydı eminim oda aynı düşünce içerisinde olurdu. Ne münasebet diyesim geliyor. Bu ülkede iki şey olmaz güzel kardeşlerim. Bir Bayrak inmez, iki Ezan dinmez. Bayrak indirenlere bazen içimden diyorum gerçekten Atatürk'ü acaba tanıyorlar mı?
Kaynak: [COLOR=#000020]Wardom [COLOR=#000020]http://www.wardom.com.tr/showthread.php?t=511104
Konudaki hadisede mide bulandıran bir hadisedir. Yorumlarda bazı arkadaşlarımızın yanlış örneklendirme yaptığını düşünüyorum. Beni az çok tanıyorsunuzdur Fethullah Gülen Cemaati ile ilgili düşüncelerimi biliyorsunuz. Bu yüzden kendimi tekrar tekrar ne düşündüğümü açıklama gereği hissetmiyorum. Televizyonda Kırık Testi diye bir program var. Hiç şahit oldunuz mu bilmiyorum. Ben bazen vakit buldukça onu izlerim ve dinlerim. Bir şeye karşı çıkabilirsiniz ama o karşı çıktığınızıda tanımanız gerekir. O Programda Fethullah Gülen konuşuyor sohbet gibi anlatıyor. O programın birinde yanılmıyorsam benim nefesim yetmiyor sizde dua edin tarzı bir cümle söylemişti. Hangi konudaydı hatırlamıyorum eskiydi yani. Gelmek istediğim yer şu; konudaki kişi ile Fethullah Gülen'in şahsını aynı kategoride göstermek yanlıştır. Alakası bile yok. Ben Fethullah Gülen'in ağzından bana şunu getirin şifa dağıtıyorum dediğini duymadım bilakis yetmiyor sizde dua edin dediğini duydum. Veya bu yönde insanlara umut olduğunuda duymadım. Sap ile samanı karıştırmayalım güzel kardeşlerim. Karıştırmayalım ki gerçekten karşıt görüşde olduğumuz fikirler akıl ve mantığın önüne geçmesin.
Saygılarımla....
Alıntı: ha fethullah gülen konusu...
evete evet bu konu tam da konusu buyrun tartışalım;
herkes herkesi atatürkçü görmek zorunda değil, herkes atatürkçü olmak zorunda da değil. ]fethullah gülen atatürkçü değildir .
atatürk'ün düşüncelerini pek fazla benimsemez. benimsese de ''haklı olarak'' tribüne oynayıp kolpadan benimser. ki, üstüne yasal olarak fazla gelinmesin.
---
şimdi bunlara fethullah fetvazadeleri de normal bakar atatürkçüler de...?
yalansa canım çıksın arkadaş bu budur! bunun lamı cimi yok...
----
ve başka bilinen gerçekler;
fethullah gülen'in göz kırpmasıyla hareket edecek bilim adamları, siyasi liderler, öğretmenler, akademisyenler, prodfesörler, başbakanlar, cumhurbaşkanları var. ve sayısı da cok cok cok fazla.. hiç bir rejimin yıkamayacağı, hiçbir siyasi otoritenin, doktrinin sarsamayacağı güclü bir örgütün lideridir. ve vefat ettiğinde onun ardından ağlayacak 30 milyondan fazla insan var.
atatürkçülüğü ''vefatından sonra'' kimler tekeline aldı?
1'incisi '']yıkılmaz bir ordu '' (şahıslara endeksli) ''[B]]türkan saylan [/B]'' (büyük usta), '']atatürkçü düşünce derneği '' (ne yaptığı belli değil) '']cumhuriyet halk partisi '' (baykal öncesi, baykal bir de.. gandi kemal)
Kaynak: [COLOR=#000020]Wardom [COLOR=#000020]http://www.wardom.com.tr/showthread.php?t=511104
doğal olarak ben bu olaya şöyle bakarım.
sen atatürkçülüğüne sahip çıkmazsan, olacağı budur...
ordu'nun içinde atatürkçülükle beslenip saltanat kuranlar silivriye girince;
çöküş başladı... çünkü atatürk ilkeciliğini o kadar unutmuştu ki atatürkçüler..
sahip bile cıkamadılar.
yazıklar olsun!
işte gerçekleri anlatınca kovuluyorsun arkadaş.
ben 10'uncu köydeyim...
[/B]