Ardahan Yöresi Atasözleri )
------------------------------------------------------------------------------------
Acele sıçan iki kere sıçar
Acemi nalbant Kürdün atında ustalık öğrenir
Acı acıya, su sancıya demişler
Acılı başta akıl olmaz
Aç, aç ile evlenirse doğan dilenci olur
Aç gez tok salan
Aç it fırın yıkar
Aç it tekne devirir
Aç tavuk yuxusunda darı görer
Aça üç yorgan örtmüşler gene üşüyorum demiş
Açık göte her gelen tükürür
Açıkta kalanı it yer, sahipsiz olanı kurt yer
Açma sırrın dostuna o da verir dostuna
Açtırma kutuyu, söyletme kötüyü
Adam ağzında söz, kazan altında köz olur
Adam baştan ağaç yaştan bilinir
Ağ gün ağadır, kara gün karardır
Ağanın malı gider, hizmetkarın canı gider
Ağza bak, söze bak
Ağlamayan çocuğu süt vermezler
Ağzı ne diyer dili ne diyer
Ağzından çıkanı kulağı duymer
Ahırı pişmanlık fayda vermez
Akacak kan damarda durmaz
Akıl ile fikir bir servete bedeldir
Akıl yaşta değil baştadır
Akıllı fikir eyleyene kadar, deli vurdu çayı geçti
Akıllı unu yağı hesaplarken, delinin oğlu evlenmiş
Akılsız başın cezasını zavallı ayaklar çeker
Alaca keçi her zaman püsküllü oğlak doğurmaz
Alaca keçiyi gören içi dolu yağ sanır
Alçak yerde tepecik kendini dağ sanır
Alım olmak kolaydır, adam olmak zor
Alışmış kudurmuştan beterdir
Allah dağın göre kar, bağına göre bar verir
Altmışında zurnacılıx öğrenen gorunda çalar
Ana ata kargışı çabuk tutar
Analı kızın özü büyür,anasız kızın sözü büyür
Anası neyse danası da odur
Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al
Araba devrilince yol gösteren çok olur
Araz akar göz bakar
Araz da buz güzelde göz aşıkta söz bulunur
Arpa eken buğday biçmez
Arpa samanıyla tezek dumanıyla belli olur
Arpa verilmeyen at, kamçı zoruyla yürümez
Asil azmaz bal kokmaz kokarsa yağ kokar çünkü aslı ayrandır
Aslanın erkeği dişisi olmaz
Aşığın günü hayinen, mollanın işi vayınan geçer
At at oluncaya kadar sahibi mat olur
At beslenirse, kuş seslenirse, kız istenirse güzel olur
At ile katır tepişir, arada eşek ölür
At ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır
At ölür tayı kalır, katırın neyi kalır
At sahibine göre kişner
At yedi günde, it yediğinde belli olur
Atan soğan anan sarımsak, sen nerden oldun be gül uşak
Ateş düştüğü yeri yakar
Ateş olsan cürümün kadar yer yakarsın
Avrat erkeği vezir de, eyler, rezil de eyler
Ayağını yorganına göre uzat
Ayda gelen gül üstüne, hergün gelen kül üstüne
Ayının yüz deki bir armudun başınadır
Azdan az demişler çoktan çok demişler
Baba sanatı oğula mırastır
Baca eğri de olsa dumanı doğru çıkar
Bağ bayırda tarla çayırda olur
Bal parmaklanır, yağ tırnaklanır
Bal tutan parmak yalar
Balı dibinden, yağı yüzünden
Balık baştan kokar
Barutla ataş yanyana olmaz
Baskın basanındır
Baş kes yaş kesme
Baş nereye derse ayak oraya gider
Baş olan boş olmaz
Başa gelen çekilir
Başkasının düşük yanından pay çıkarma
Baz bazla, kaz kazla,kel tavuk kel horozla
Bedava sirke baldan tatlıdır
Bekar gözü kör gözü
Beleş atın dişine bakılmaz
Besle kargayı oysun gözünü
Beterin beteri var
Bilirim diye övünme, yanıldım diye dövünme
Biliyorsan sağlam konuş, bilmiyorsan bilene danış
Bin kaygı bir borç ödemez
Bir it nasıl olsa bir deriyi sürütür
Bir tırklı dana bir sürüyü boklar
Bire de ho bine de ho
Biti kanlanan kendini bey sanıyor
Biti kanlı olunca kendini canlı sayıyor
Cahile söz anlatmak deveye hendek atlatmaktan zordur
Cahillikte (gençlikte) çek cefa, kocalıkta sür sefa
Cambaz ipte balık dipte oynar
Can boğazdan geçer
Can dersen can işitirsin
Can yanmasa gözden yaş çıkmaz
Cana gelecek mala gelsin
Canı acıyan eşşek atı geçer
Cazi gudyan dert yanıyor
Cığıza cur bahane
Cırcır böceği gibi cırladı durdu
Cırnağın varsa başanı kaşı
Cins cinse çeker
Cömert derler maldan ederler, yiğit derler candan ederler
Çağırılan yere erinme, çağırılmayan yere görünme
Çam ağacından ağıl el çocuğundan oğul olmaz
Çıranın burnunu sil koy çıra yansın
Çiğnenen sakız tez çürür
Çobanın gönlü olsa tekeden peynir alır
Çocuk kundak, gelin duvak ister
Çoğu zarar azı karar
Çok bilen çok danışır, az bilen az danışır
Çok gezen mi, okuyup yazan mı
Çok havlayan ***** ısırmaz
Çömçe tutan bizden yana
Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur
Dağ dumanı görünce yeşilini koyurmuş
Dağ dumansız insan imansız olamaz
Dağ dumansız yer çimensiz olmazmış
Dağda kala insanda bela
Dağın altı göl üstü yoldur
Dana boku sıva tutmaz
Danışan danasını kurda vedir
Davetsiz gelen mindersiz oturur
Değirmen iki taştan, muhabbet iki baştan olur
Deliye el ver eline bel ver
Deliye hergün bayram, Veliye hergün seyran
Dem dem getirir, gam gam getirir
Derdini bilene ağla
Dere ıssız tilki bey
Deryeye taş atmayla suyu bulanmaz
Desinler için
Desinler ki Haso’nun hançeri var
Deve oynadanda kar yağar
Dıngır elek dıngır saç, elim hamur karnım aç
Dinini, dilini, belini sağlam tut
Diriye hay vermez, ölüye pay
Domuzdan bir tüy koparmak kardır
Düğün aşıyla misafir ağırlanmaz
Düşene tekme vurma
Eğer bir karınca kadar yoksa insanlığa faydan, yaşama öl ****** oğlu ******
Eğri ağaçsız orman süt danası kurban olmaz
Ekende yok, biçinde yok, yiyende ortak Osmanlı
El ağzı çuval ağzı
El atına binen meydanın ortasında iner
El eli yıkar, el de döner yüzü yıkar
El eliyle gül derme, kendi elinle diken der
El gücü, sel gücü
El mi yaman bey mi yaman
Elif ba’dan bey ağadan önce gelir
Elifi görse mertek sopayı görse kötek sanıyor
Emanete ihanet edilmez
Emanetin bağrı yuka olur
Ersız avrat yularsız ata benzer
Eşeğe gücü yetmez palanına saldırır
Eşeği yoldan çıkarır sıpanın oynaması
Eşeğin kazancı at içindir
Eşek kazanır at yer
Eşekten doğan katır ne hal bilir ne hatır
Et giren yere dert girmez
Et tazeyse tak şişe, pişti ise ver dişe
Et yiyen kuş gagasından bellidir
Ev danası öküz olmaz
Evel harığı atla, sonra Allah Allah de
Evin kıblesi oğlandır derler
Evinde yok urbalık, gönlü ister kirvelik
Eğri göte tuman uymaz
Eğri otur düz konuş
Ezildik üzüldük bir tahtaya düzüldük
Fakir ata binince bey oldum sanır
Fakirin dili dişini geçmez
Fakirin tavuğu tek tek yumurtlar
Gezen ayak bok getirir
Gönlü balık isteyen çayda ıslanır
Gönül bu, oka da konar boka da konar
Gönülsüz yenilen aş, ya karın ağırtır ya da baş
Götüne bakmıyor bokum büyük diyor
Gözün var görmek için, akıl var bilmek için
Gülme komşuna gelir başına
Gündüz gezer yabanı, gece sancır tabanı
Harmanda dönen öküzün ağzı bağlanmaz
Helel süt emmişe benziyor
Her insan kendi aklı kadar danışır
Her kaşınan uyuz değildir
Her kız sakız çiğner ama Kürt kızı tadını çıkarır
Her şeyin yokluğundan, insanın çokluğundan
Her türkücü Karac’oğlan olamaz
Herk evleğinden bellidir
Herkes kendi evinin kıblesini bilir
Hesabı bilmese kasap elinde kalır masat
Hızlı koşan atın boku seyrek düşer
Hiç hata yapmayan eşek, aynı hatayı üstüste yapan eşoğlu eşek
Ihlamayla bok çıkmaz
Irak yerin haberini kervan getirir
Irgalanan dal iniler
Irmak kenarına ev yapılmaz
Irmaktan geçerken at değiştirilmez
Isıran it dişini göstermez
Islanmış yağmurdan korkmaz
İki at bir sirkeye bağlanmaz
İki çıplak bir hamama yarışır
İki dilli ol iki dinli olma
İki düşün bir taşın
İki karpuz bir koltukta taşınmaz
İki söyle bir dinle
İki tımar bir yem yerine geçer
İki tutan bir çeker
İki yüzlü olma, iki sözlü ol
İmam osurursa cemaat sıçar
İmamın sözünü tut yolunu tutma
İnsaf dinin yarısıdır
İnsan beşer bir gün şaşar
İnsan, doğduğu yere değil, doyduğu yere vatan demiş
İp inceldiği yerden kopar
İp koptuğu yerden düğümlenir
İslamın şartı beş altıncısı insaf demişler
İt ile bir çuvala girilmez
İt ite havlar yolcunun işi rastlar
İt korktuğu tarafa havlar
İt osurdukça yalan söyler
İte ekmek emanet edilmez
Kalemin yazdığını kılıç bile bozamaz
Kalkan öküz yatan öküzün başına sıçar
Kara seni basmadan sen karayı bas
Karga ne ki kazığı ne ola, pire ne ki büzüğü ne ola
Kargalar tavuğum olsa, yumurtası yenilmez
Kaş yapayım derken göz çıkartıyor
Kayış ne bilir ki kotan ne çekiyor
Kazan karası gider yüz karası gitmez
Kel kız evde oturur cıllığı haber getirir
Kendine umaç uvalamıyor, ele kesme kesecek
Kılıç yarası öldürmez, dil yarası öldürür
Kız bibiye oğlan dayıya benzer
Kız evinde toy düğün, oğlan evinin haberi yok
Kızım sana söylüyorum, gelinim sen işit
Koca öküze iki boynuz yük olmaz
Koç vuruşuna koç dayanır
Koçluk kuzu komda belli olur
Komşu gelmeye gelmeye el olur
Kork korkmazdan, utan utanmazdan
Korkma martın kışından kork abrelin beşinden öküzü ayırır eşinden
Korku başa beladır
Korkun varsa pişikten, adım atma eşikten
Körle yatan şaşı kalkar
Körün istediği iki göz, biri eğri biri düz
Körün taşı, kelin başı
Körün telaşına mı mum pahalıdır
Kurda konuk giden köpeğini yanında götürür
Kurdun adı çıkmış, tilki dünyayı yıkmış
Kurt dumanlı günü sever
Kurt kürkünü değişir de huyunu değişmez
Kurttan korkan koyun beslemez
Kuş gagasıyla seleye düşer, insan diliyle belaya düşer
Kuş kuşa gagasıyla yem götürür
Kuş su içerken Allaha bakar
Lalın dilini lalası anlar
Leyleğin ömrü laklakla geçer
Leylek tara, kız bara gelir
Leylek, sekize gelmez dokuza kalmaz
Merek yandı sıçana da kalmadı
Merekte saman insanda güman tükenmez
Mum dibine ışık vermez
Namert dostun olacağına, mert düşmanın olsun
Odun odunu yarar, ahmak kendini yorar
Osuruklu götün tövbesi olmaz
Ölmüş eşek kurttan korkmaz
Pehlivan güreşte, çimen güneşte belli olur
Rahmet düzene lanet bozana
Rahmet yere bereket Kür’e
Saç sefadan tırnak cefadan uzarmış
Sağılan ineğin buzağısı kesilmez
Sanatkar insan aç kalmaz
Sen dede ben dede bu atı kim tımar ede
Sen dede ben dede bu sürüyü kim güde
Sıçanın meskeni merek, kedini meskeni terek
Su geçerken at değiştirilmez
Su içine yılan bile vurmaz
Sürü terse dönünce, öncü olan aksaktır
Tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz
Tarlayı taşlı yerden, kızı kardaşlı yerden alın
Taş düştüğü yerde ağırdır
Terziye göç dediler, iğnesini yakasına sançtı
Tıngır elek tıngır saç, eli hamur karnı aç
Tok açın halinden ne bilir
Tuz ekmek hakkı için
Ver öğüdü tutmazsa, daya götüne yaş söğüdü
Veren el alan elden üstündür
Vuran oğul babaya bakmaz
Yağmur yağdı yarıklar kapandı
Yalnız öküz boyunduruğa koşulmaz
Yapı taşı yerde kalmaz
Yatan aslandansa gezen tilki iyidir
Yetime öğüt veren çok olur, ekmek veren az
Yetimi döğme üstünü çır (yırt)
Yularsız ata binilmez
Yumurtana göre gıgıla
Yürüyen ata kamçı vurulmaz
Zengin arabasın dağda aşırır, yoksul düz ovada yolun şaşırır
Zenginin malı yoksulun çenesini yorar
Zenginsen yalanın yoktur, yoksulsan yalanın çoktur
Yöresel ata sözleri.
ON İKİ İMAMLAR
*** *** *** *** *** *** *** *** *** ***
1. İmam ALİ
2. İmam CAFER
3. İmam ZEYNEL
4. İmam BAKIR
5. İmam RIZA
6. İmam CAFERİ SADIK
7. İmam HASAN
8. İmam TAĞI NAĞI
9. İmam MEHDİYE HÜDA
10. İmam HÜSEYİN,İ DEŞTİ KERBELA
11. İmam CAFER -İ ZÖHRE YE HİBA
12. KIRKLAR DERGAHA
*** *** *** *** **** *** *** *** **** ***
*** *** *** *** *** *** *** *** *** ***
1. İmam ALİ
2. İmam CAFER
3. İmam ZEYNEL
4. İmam BAKIR
5. İmam RIZA
6. İmam CAFERİ SADIK
7. İmam HASAN
8. İmam TAĞI NAĞI
9. İmam MEHDİYE HÜDA
10. İmam HÜSEYİN,İ DEŞTİ KERBELA
11. İmam CAFER -İ ZÖHRE YE HİBA
12. KIRKLAR DERGAHA
*** *** *** *** **** *** *** *** **** ***