You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

Zorunlu din dersi kitapları tartışmalı

Zorunlu din dersi kitapları tartışmalı

Administrator
Zorunlu din dersi kitapları tartışmalı
[COLOR="#000000"]Zorunlu din dersi, herkes için zorunlu. Ama kitaplara bakılırsa herkese sadece Sünni inancı zorunlu gibi. Nitekim Alevilik, Yahudilik, Hıristiyanlık ve Şia inancı ile ilgili ifadeler oldukça tartışmalı.

Zorunlu din dersleri tartışma yarattı. Özellikle farklı inanç ve mezheplere mensup kesimler, hem bu derslerde işletilen konularda kendi inançlarına yönelik bazı tuhaf ifadelerle rencide edildiklerini hem de zorunlu bir derste diğer inançlara da daha geniş yer ayrılması gerektiğini düşünüyor.

4. sınıfta başlatılan ve 12. sınıfa kadar devam eden zorunlu ’Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi’ dersinde okutulan kitaplar incelendiğinde, bu eleştirilerin pek de haksız olmadığı görülüyor.

Özellikle en büyük eleştiri, zorunlu din dersinin bir ’Sünnilik’ dersi olarak okutulması. Örneğin; ’en doğru’ olarak Sünnilik anlatılırken, Alevilik-Bektaşilik için ’İslam’ın yorumu’ deniliyor. Cemevi ’ibadethane’ olarak değil ’cem yapılan mekan’ biçiminde tanımlanıyor.

FARKLI İLAHİ KİTAPLAR DA VAR AMA’

4. Sınıfta okutulan kitaplarda ilk olarak başka dinlerin varlığı anlatılmazken sadece farklı ’ilahi kitap ’ların gönderildiği bilgisi veriliyor. Bu bilginin dışında dersin adı ’din kültürü’ olduğu halde ve tüm öğrencilere okutulduğu halde İslam dini dışında herhangi bir dinden bahsedilmiyor.

Öğrencilere 5. sınıfa okutulan kitaplarda da benzer bir ’teklik’ dikkat çekiyor. Mesela ibadet denildiğinde yine yalnızca Sünni inancı öne çıkartılıyor. İbadetler bölümünde farz olarak, günde beş vakit namaz kılmak, ramazanda oruç tutmak, zekat vermek ve hacca gitmek sayılıyor. İbadet yeri olaraksa sadece camiler işaret ediliyor. Diğer inançların ve dinlerin ibadet yerleri hakkında bilgi verilmiyor.

’TEK VATAN’ – ’TEK MİLLET’ VURGUSU

Kitaptaki ’tek vatan’ ve ’tek millet’ vurgusu ise dikkat çekici. Bu konuda şu ifadeler yer alıyor: ’Bizler Türk milletinin bireyleriyiz’Bu vatanda hepimizin bir millet olduğunu unutmamalıyız.’

Alevilik-Bektaşilik’in içeriği anlatılmadan sadece dua bölümünde bir satır olarak anılırken, ’İslam dininin bir yorumbiçimi’ diye tarif ediliyor.

Öğrenciler Türkiye ’de Yahudi ve Hıristiyanların da yaşadığını ise 57. sayfada öğreniyor. O da laikliğin anlatıldığı bölümde, yine sadece bir satırla: ’Ülkemizde başta İslam olmak üzere Yahudilik, Hristiyanlık vb. dinlere mensup olan herkes inançlarını özgürce yaşayabilmektedir.’

6. Sınıfa gelindiğinde ise Kuran dışındaki kitapların değiştiği öğretiliyor. Kitapta, Tevrat, Zebur ve İncil’in de Allah tarafından gönderildiği ancak Kuran-ı Kerim’in değişikliğe uğramayan tek kutsal kitap olduğu vurgulanıyor.

Öğrenciler 5. sınıfta ’İslam’ın bir yorum biçimi’ olarak tek satırda öğrendikleri Alevilik-Bektaşilik ile ilgili ayrıntılı bilgiyle 7. sınıfta karşılaşıyor. Bu sınıfların okuduğu kitapta ’Tasavvufi Yorum’ başlığında yer alan Alevilik-Bektaşilik, ’daha çok Türk toplumuna özgü bir düşünce akımı’ diye tanımlanıyor.

CEMEVİ İBADETHANE DEĞİL ’MEKAN’

Arap Aleviler ve Kürt Alevilerin inançlarına değinilmezken, cemevi ibadethane olarak anılmıyor: ’Cem kavramı toplanmak, bütünleşmek, bir araya gelmek anlamına gelir. Alevilik-Bektaşilikte ceme büyük öneme verilir. Cemin yapıldığı mekanlar cemevi olarak isimlendirilir.’

Öğrenciler Türkiye’de de mensubu bulunan Hıristiyanlık ve Yahudilik ile 8. sınıfta tanışıyor. 118 sayfalık kitapta iki din için ayrılan sayfa sayısı ise üç.

[COLOR="#000000"]’ATEİZM GÜNÜMÜZDE ZAYIFLAMIŞTIR’

9. sınıfa geldiğinde Türkler’in İslamiyet’i kabul edilişini uzun uzun anlatan kitapta Mevlana ’Türk-İslam büyüğü’ olarak zikrediliyor. Oysa Türkiye Diyanet Vakfı’nın İslam Ansiklopedisi’nde Mevlana'nın kökeni ile ilgili açık bilgi vermezken, ’Türklüğü ile ilgili tartışmalar son döneme aittir’ deniliyor ve Türk olduğuna dair kanıt olarak gösterilen cümlelerin polemik konusu olduğu ifade ediliyor.

10. Yani din kültürü ve tarihi konuskundaki kitaplar Diyanet İşleri Başkanlığı’nın referansları dahi taranmadan hazırlanmış.

Öğrenciler bu sınıftaki kitapta ilk kez ’ateizm’ ile de tanışıyor. Kitapta ateizm, şöyle anlatılıyor: ’Tanrıtanımazlık, Tanrı’nın varlığını reddetmek ve Tanrı yokmuş gibi davranmaktır. Tanrıtanımazlık, tarihin tüm dönemlerinde bireysel olarak da varlığını sürdürmüştür’ Ateizm Batı dünyasının bazı filozofları tarafından benimsenmiş ancak günümüzde düşünsel dayanaklarını yitirerek zayıflamıştır.’

ŞİA İNANCI İDDİALARLA ANLATILIYOR

Öğrenciler 11. sınıfa geldiklerinde bu kez İslam’ın mezheplerini öğreniyor. Haricilik, Mu’tezile, Maturidilik ve Eşarilik ile birlikte ’İslam Düşüncesinde Siyasi -İtikadi Yorumlar’ bölümünde yer alan Şia inancı, diğerlerinin aksine iddialar üzerine temellendiriliyor, diğer mezhepler ise kesin ifadelerle kitapta yer alıyor: ’Hz. Ali’nin Hz. Peygamberden sonra nass ve tayinle imam olduğuna inanan, imametin kıyamete kadar onun soyuna ait olduğunu ileri süren ve bu imamların masum olduklarını iddia eden topluluklara Şia denir.’

’İSTİSMARCI MİSYONERLER’’

12. sınıf din kültürü ve ahlak bilgisi kitabında ise en tartışmalı bölüm misyonerlere yönelik. ’Hristiyanlar misyonerlik faaliyetleriyle insanları kendi dinine inanmaya çağırmaktadır. Her türlü aldatma, art niyet, ön yargı ve istismardan uzak bir şekilde sürdürüldüğü takdirde insanların kendi dinlerini yaymalarında bir sakınca yoktur. Burada dikkat edilmesi gereken husus istismarcı misyoneliktir.’

Kitap, misyonerlerin insanları baskı altına aldığını iddia ediyor: ’İstismarcı misyonerlik faaliyetlerinde bulunanlar insanların içinde bulundukları zorlukları kullanmaktadır. Onların zaaf ve bilgisizliklerini, ekonomik veya psikolojik yetersizliklerini istismar etmektedir. Şeffaflıktan uzak çalışmalarla, psikolojik baskı altına alarak adeta insanları Hristiyan olmaya mecbur bırakmaktadırlar. Bedava kitap, CD, dergi dağıtarak, maddi destek sağlayarak gençleri etkilemektedirler. O halde her Müslüman bu gibi istismarcı misyonerlik faaliyetlerine karşı dikkatli olmalıdır. Dinimizin ilkelerini iyi öğrenmelidir’

[Resim: din-dersi%20(1).jpeg]

Haber: SERDAR KORUCU / Arşiv

kirmizihaber.com/zorunlu-din-dersi-kitaplarinda-farkli-inanca-yer-yok/
ALİ ÇOKTUR ŞAH-I MERDAN BULUNMAZ.

Dönen dönsün, ben dönmezem yolumdan...

MUSTAFA ŞEREF,
      KEMAL GURUR,
              ATATÜRK ONURDUR...

          Memleketim Yozgat Yemen'dir ilim
                    Horasan köyünden geliyor pirim
                  Kırklar binasında var oldu yerim
                  Sıfatı Zöhre Ana Ali'dir dilim.
                                                      Pir Zöhre Ana
Administrator
Zorunlu din dersi kitapları tartışmalı
AİHM ve Danıştay 8'inci dairesinin aldığı kararlar hiçe sayılarak hâlâ din kültürü dersinin müfredatı Sünni inancı esas alan içerikle yayınlanmaya devam etmiştir.

Zorunlu din dersi kitapları
, toplumun ve devletin bakış açısını yansıtan ve uygulamayı gözümüze sokan basit ama etkili bir araç durumunda...

Çünkü 20 milyonun üzerinde öğrencimiz var. Bu çocuklara Mustafa Cemil Kılıç gibi Aleviliği özümsemiş Din Kültürü öğretmenleri değil, mahalleden, İmam hatibe, oradan da İlahiyat Fakültesine, geçen, cemaatlerin ve dini örgütlerde pişen, farklı bir renge en ufak tahammülü olmayan ve gerçek İslam'ın sadece Sünnilik ve bunun alt mezhepleri olduğunu öğrenen çok büyük bir öğretmen grubu girmektedir. Dediğim gibi çok büyük kısmı ne yazık ki bu durumdadır.

Sünnilik hiç bir zaman bir din olmadı ve olamaz da !...

Alevilere İslam'ın temel ibadetlerinin; beş vakit namaz, ramazan orucu, zekat vermek , Kabe'ye hacca gitmek olduğu anlatılmaktadır. Bazı din kültürü dersi kitaplarında Alevilerin kutsal gününün Cuma olduğu yazılmakta. Bunun gibi birçok Alevi kaynaklarında ortak olan ifadeler kasıtlı biçimde değiştirilmiştir. Kasıtlı değiştirilen bilgiler Alevilere nasıl Alevi olmaları gerektiği hususunda yönlendirme yapmaktadır.

Diğer dinleri de kötüleyen bu kitapların toplatılması hem Türkiye'de barışın ve huzurun hem de Dünya barışına katkı sağlar.






İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Pir Zöhre Ana Forum sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.